18. BÖLÜM

15.7K 469 12
                                    

Keyifli okumalar.

Oy ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyin.

Hissettiğim sert bir zeminle gördüğüm rüyadan sıyrıldım. İlk başta nerede olduğumu idrak edemesem de çadırda olduğum aklıma gelmişti. Uykulu gözler ile etrafa baktığımda kendimi Kandemir'in göğsün de buldum. Şaşkınlıkla uyuyan Kandemir'e baksam da hemen kendimi toparlayıp üzerinden attım kendimi.

Kandemir ise kolu ile gözlerini kapamış, hiç yerinden kıpırdamayarak uyuyordu. Beni görmemiş olmasını dileyip geri çekildim.

Tulumum ile birlikte Kandemir'e yanaşmıştım. Nasıl gelebilmiştim ki ben buraya? Normalde asla dağınık yatmayan ben gece tulumumu da alıp adamın göğsüne yapışmıştım.

Ama peki ya gece beni gördüyse

Kendi köşeme iyice yanaşıp telefonumu da alıp hızlıca çadırdan çıktım. Gece biraz gerilip çekinsem de sabaha kadar asla uyanmadan yatmıştım. Her gece illa iki ya da üç kere kalkıp tekrar uyurdum ama buranın farklı bir havası vardı. Beni sabaha kadar uyutmuştu.

Henüz hava daha yeni aydınlanmaya başlıyordu o yüzden bir kaç kişi dışında kimse yoktu dışarıda. Telefondan gelen bir kaç bildirime baktım. Nur ve diğer arkadaşlarımdan mesaj vardı. Nur hariç hepsinin mesajına geri dönüş yaptım. Ona daha sonra sakin bir şekilde cevap verecektim.

"Na're." Duyduğum ses ile kafamı telefondan kaldırıp sağıma baktım. Ahmet çadırdan çıkmış yanıma doğru geliyordu. "Günaydın, erkencisin," dedi aramızda mesafe bırakarak. Tahtanın üzerinde olduğum için ona yukarıdan bakıyordum. "Günaydın sana da. Sen de erkencisin." Gülerek başını salladı. "Yattığım yeri yadırgadım sanırım. Uyku tutmadı bütün gece," dedi.

"Ben de aksine güzel bir uyku çektim," dedim kollarımı birbirine dolayıp soğuktan korunarak. "İsmi Kandemir'di değil mi? O nerede?" dedi meraklı ses tonuyla. "İçeride uyuyor. Ve evet, ismi Kandemir." Ses tonuma ve yüzüme vuran ışıltı'yı gördü. "Siz..." dedi biraz çekinerek. "Sevgili misiniz?" Huzursuzlukla yüzüme baktı. Yanlış anlamamdan korkuyordu.

"Evet, daha yolun başındayız ama sevgili de diyebiliriz." Dünden beri aklında gezen sorulara bir cevap vermiş oldum. "Çok belli zaten. Yani aranızda bir ilişkinin olduğu." Ardından ekledi. "Onunla mutlu gözüküyorsun, seni mutlu ediyor." Dışardan nasıl gözüküyorduk bilmiyordum ama içeriden mutluyduk. Kafa salladım evet anlamında. "Uzun zamandır sonra seni mutlu bir şekilde görüyorum ve inan bu senin adına çok mutlu olmamı sağlıyor." Ona inanıyordum.

 "Sana inanıyorum Ahmet," dedim ve tekrar konuştum. "Seni uzun zaman sonra gördüğüme çok mutluyum," dedim içtenlikle. "Kandemir, biraz..." Ben devam edemeden o beni tamamladı. "Kıskançtır," dedi gülerek. Ben de ona uyarak güldüm. "Evet, beni senden kıskanıyor." Bekledim ve devam ettim. "O yüzden dün pek fazla yanına gelemedim. Yanlış anlama sakın." Kafasını iki yana salladı itiraz ederek. "Anlıyorum onu. Ben de olsam kıskanırdım sanırım."

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin