17. BÖLÜM

16.4K 575 37
                                    

Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar.

Yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Uzun zamandır görmediğim üniversite arkadaşım Ahmet, tam karşımda bana gülerek bakıyordu.

Tekrardan şaşkınlığını belli ederek konuştu. "Na're, dünya gerçekten küçük bir yermiş," dedi gülerek.
Ben de aynı şekilde şaşkın ve mutluydum. Uzun bir süredir onu görmemiştim ve onu görmek beni mutlu etmişti. "Ahmet, seni gördüğüme çok şaşırdım. Nasılsın? Uzun zamandır görüşmüyoruz," dedim birkaç adım Kandemir'den uzaklaşıp yanına giderek.

Kandemir, ilk başta anlık bir durulma yaşasa da sonra kendini toparlamış, Ahmet ile olan bu yakınlığımıza sinirli gözler ile bakmıştı. "İyiyim ben, sen nasılsın? Öğretmenlik yapıyor musun?" O zamanlardan beri anaokulu öğretmenliği yapmak istediğimi biliyordu. Yaptığım mesleği düşünüp güldüm. "Evet, yapıyorum," dedim ve hemen yanımızda duran çadırda olan arkadaşlarını işaretledim. "Arkadaşlarınla birlikte geldin dimi?" Arkasına kısa bir göz atıp kafa salladı. "Evet, iki günlük bir tatil yapalım dedik," ve bizi işaretledi. "Siz peki,"

Kandemir sahiplenici bur tutuş ile elini belime atıp beni kendine yapıştırdı. "Biz de evliyiz," diyerek Ahmet'e kaşları çatık bir şekilde baktı. Ben ona şaşkınca bakıp gözlerim ile sorgulayıcı bir bakış attım. Umursamadı ve bellimi daha sıkı tuttu.

Bir kere Ahmet bize ilişki durumumuzu değil, buraya gelme durumumuzu sormuştu ama Kandemir, onun yerine farklı bir cevap verdi.

"Na're? Sen Evlendin mi? Ne ara, ne zaman?" Yüzünde ki şaşkınlık sesine de net bir şekilde yansımıştı. Gözlerini iyice açıp gerçek mi diye bana baktı. "Yok, öyle bir durum değil. Kandemir kendini fazla kaptırdı," diyerek ima ile Kandemir'e baktım. Bana değil Ahmet'e bakıyordu. "Biz de kısa bir tatile geldik. Kamp yapacaktık."

İlişki durumu hakkında bir şey sormasa da kafasında soru işaretleri net bir şekilde yüzüne yansımıştı. "İyi o zaman. Zaten ben buralardayım konuşuruz." Kafamı sallayarak onu onayladım. Kandemir'e son bir kez bakış atıp arkadaşlarının yanına gitti.

"Kim bu lavuk? Nerden tanıyor seni?" Ahmet'in gitmesi ile Kandemir'e döndüm ve dediklerini dinledim. "Hayır, nasıl senin öğretmenlik yapmak istediğini biliyor?" Derince çatılan kaşları, sinirle yediği dudakları ile fazla çekici duruyordu. Bu haline gülümseyip, "Sen de sinirlenmeye yer arıyorsun. Üniversiteden arkadaşım," dedim.

Tekrar Ahmet'e baktı kıstığı gözleri ile. "Neyse boşver. Gel hadi biraz etrafı gezelim." Ondan uzaklaşıp çadırın önünde ki çantaları alıp içeri taşıdım. İçerisi normal çadırlara göre daha büyüktü.

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin