Keyifli okumalar!
Oy vermenizi diliyor ve umutla bekliyor olacağım. Tek motivasyonum oylarınız diyebilirim.
●
Sabahtan beri vücudumda olan gerginlik, mahallemize gelip evimin önünde durduğumda daha çok artmıştı. Gerginlikten tırnak etlerini yiye yiye bir hal olmuştum. Elimi ağzımdan çekip uzandığım bina kapısından geri çekildim.
Sabah eve gelmeden direkt işe gelmiştim ve annem de bu sebeple beni merak edip aramıştı. Çağrılarına dönmemiş onu yanıtsız bırakmıştım. Aradan sadece bir günün geçmesi beni kendime getirememişti. İşte sürekli dalgın olduğum için iş arkadaşlarım neyim olduğunu sorup garip bir halde olduğumu söylemişlerdi.
Onlara diyemezdim ya teyzemden bir kardeşim olduğunu, ya da annemin kız kardeşinin nişanlısı ile birlikte yattığını?
Kandemir sabah beni işe bıraktıktan sonra kendisi de işe gitmişti. Yemek saatimde beni aramış, nasıl olduğumu ve kendimi nasıl hissettiğimi sormuştu. Sakin ve aynı hissettiğimi söyledikten sonra kısa bir konuşma sonrasında telefonu kapamıştı.
Sıkıntıyla birlikte tekrardan tırnaklarıma sarıldım ve gerginlik yüzünden tırnak etlerimi yemeye başladım. Ben yapamayacaktım sanırım. Ne onunla konuşabilecek ne de ona hesap sorabilecektim. Derin nefes alıp kendime olan sinirimle sertçe parmaklarımı ısırdım.
"Nare?"
Arkamdan gelen annemin sesiyle neye uğradığımı şaşırıp arkamı döndüm. Merakla bana bakıp neden burada böylece beklediğimi anlamaya çalışıyordu. Elinde duran market poşetlerine baktığımda, "Neden burada bekliyorsun kızım? Gelsene eve," dedi. Gözlerim poşetlerden ayrılıp gözlerini bulduğunda dün olanlar beynimde tur atmaya başladı.
"Markete mi gittin?" dedim gerginlikle. Anında kafa sallayıp, "Evde eksik birkaç şey vardı onları almaya çıktım," diyerek tebessüm edip bana baktı. Her şeyden habersiz tebessüm ediyorsun anne, birazdan olacakları bilmeden...
"Anladım," dedim gözlerimi ondan kaçırıp. "Benim de anahtarım yoktu, evde unutmuşum sanırım," dedim yalan söyleyerek. "Girelim mi?" Kafasını sallayıp binaya yürüdü ve çantasından anahtarını çıkartıp kapıyı açtı. O önden ben arkasından ilerlediğimde hiç konuşmadan eve girmiştik. Annem mutfağa girdiğinde ben de ne yapacağımı bilemeyerek koridorda öylece durdum.
Nasıl söze girişecektim? Ona nasıl anlatacaktım her şeyi?
"Acıktın mı?" diyerek mutfak kapısından odama doğru yürümeye başlayacağı sıra beni gördüğünde durdu. "Yemek yapmaya fırsat bulamadım. Dünden kalan pırasa yemeği var, istersen ısıtayım. İstemezsen de başka bi-"
"Kardeşinin nişanlısı ile birlikte mi oldun?"
Ağzımdan bir an da çıkan kelimeler onu durduğu yerde put kesti. Sadece söyleyeyim de bundan kurtulayım diye bir an bile düşünmeden hemen söze girdim. "O kadın dedi ki annen benim nişanlımla birlikte oldu. Doğru mu, birlikte oldunuz mu?"
Yüzünde ki buz tutmuş ifade ile birlikte, "Nare, kızım..." dedi ve ardından sustu. Yutkunarak gözlerini kaçırdığında, hayal kırıklığı ile ona baktım. Söylemese bile yüzünden anlaşılıyordu yaptığı.
"Onca yıl anne. Onca yıl bunu benden nasıl saklarsın? Nasıl başka birisinin sevdiği ile birlikte olursun? Hele ki o kişi senin kız kardeşin ise..."
Aceleyle bana adım atmaya başladığında, elimi havaya kaldırıp durmasını belli ederek bir adım geri gittim. "Kızım, gel bir konuşalım," dedi kısık sesiyle. Gözleri anında akmaya başladığında ona bakmakla yetindim. "Ben söylemezsem acaba ne zaman söylerdin? Hatta bana hiç söyler miydin, sormam gereken soru bu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEK
General FictionBir mahalle aşkı. Kandemir ve Nare... * Başımı çevirdim ve kahverengi gözlerine mest oldum. En çok gözlerini seviyordum. Beni kendine tutsak eden gözleri ölüm gibiydi. "Seni özledim," dedim bir anda. Bunu söylemeyi düşünmüyordum ama kalbimde ki duy...