45. BÖLÜM

7.8K 340 21
                                    

Keyifli okumalar!

Oy yaparak bana destek olabilirsinz!

Bölüm sonu yorumlarınızı gerçekten ama gerçekten çok merak ediyorum, yazabilir misiniz?

💫

Hayat dediğimiz farklı bir kavramdı. Gerçekten garipti. Geçen sene tam bugün hayatım sade ve düzenli bir şekilde ilerliyordu. Annemle kendime vakit ayırdığım bu sürede nereden bilebilirdim tam bir yıl sonra başımın bunların geleceğini?

Her şeyden habersiz yaşadığım yıllara dönmek istiyordum. Bazen bazı şeylerden habersiz olmak insan için daha iyi olabilirdi. Arkamdan dönen bu kirli oyunları bilmeden yaşamak daha iyiydi.

Ne diyebilirdim anne?

Şimdi söylediğin şeye ben ne diyebilirdim ki?

Babam...

Yıllardır baba bildiğim adam babam değil miydi?

Sahi benim babam kimdi?

Oturduğum yer koltuk değil de sanki çivili bir zemindi. Tenime değen kumaş değil de paslı bir çivi ucu gibiydi. Canım değil kalbim acıyordu. Tenime çivi değil, kalbime mızrak saplanıyordu.

"Özür dilerim."

İstediğin kadar özür dile anne, hiçbir özür seni affetmeye yetmeyecekti. Hiçbir af seni mutlu edemeyecekti.

"Yıllardır bunu senden saklamak beni kahrediyor..."

Annemin gözlerine bakıyordum ama bir şey göremiyordum. Gözlerini değil, baktığım yeri göremiyordum ben. Anne gözlerim kör kesildi, mutlu musun şimdi?

"Vur, kız, bağır, çağır ama yeter ki gitme..."

Vücudum da ki her bir zerrem sanki donmuştu. Duyamıyordum mesela, göremiyordum ya da hissedemiyordum. Hareketsiz bir heykel gibi olduğum koltukta öylece oturuyordum. Annem kolumu tutarak sıktı ama onun acısını bile hissedemedim.

"Nare, lütfen konuş. Allah aşkına konuş kızım."

İlk başta kolumu kurtardım elinden sonra ayağa kalktım yavaşça, bu sırada o da benimle kalktı ayağa. Hissizce gözlerim salonda gezdi. Annemle oturup konuştuğumuz koltuğa baktım. Ne çok anımız olmuştu bu koltukta. Birlikte oturup meyve yemiştik, o benim saçımı okşayıp dizlerinde uyutmuştu beni. Ben onun saçını taramıştım...

Sonra duvarda duran ikimize ait olan tablolara baktım. Benim mezuniyetim de çekindiğim fotoğrafta çok mutlu gözüküyordum. Anneme sarılmış elimde ki diplomayı havaya kaldırırken annem de gururlu ve mutlu bakışları ile bana bakıyordu.

Annemin ağlama sesi kulağıma geldiğinde onu umursamadım. Hıçkırıkları kulağıma gelip beni rahatsız ediyordu. Gözlerimi yumdum bu görüntülere karşı. Biliyordum, onunla bir daha bu kadar iyi olamayacaktım.

"Kızım," dedi hıçkırıkların arasında. "Özür dilerim kızım, sana yaşattığım şeyler için özür dilerim."

Yumduğum gözlerim açıldı yavaşça. Nasıl bu kadar sakin kalabiliyordum, ben de bilmiyordum. Hissettiğim tek şey hissizlikti.

"Anne," dedim sessizliğimi bozarak. Sesim de hiçbir duygu yoktu, ölüm gibi duygusuzdu. "Bundan sonra eskisi gibi olabilecek miyiz seninle?" Gözlerimi duvardan alıp ona döndürdüm. Gözleri, yanakları ve çenesin de göz yaşları akarken düz bir ifadeyle ona baktım.

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin