47. BÖLÜM

7.5K 289 33
                                    

Keyifli okumalar!

Uzun bir bölüm oldu oy verip, yorum yaparsınız değil mi?

Gece onun yatağında yatarken Kandemir yanıma gelip beni uyandırmıştı ve hazırlanmamı isteyerek bir yere gideceğimizi söylemişti. Nereye gideceğimizi sorunca bana sürpriz diye söylemekle yetinmişti. Yolumuzun uzun süreceği için yola bu kadar erken çıktığımızı düşünmüştüm. Küçük bir bavul tarzı bir şeye eşyalarımı koyup üzerimi hızlıca giymiştim. Kandemir'de beni kaldırmadan önce kendi bavulunu hazırlamıştı o yüzden vakit kaybetmeden evden ayrılmıştık.

"Uyu istersen," dedi Kandemir arabayı sokaktan çıkarırken. Saatin kaç olduğuna dahi bakamamıştım. "Yol ne kadar sürecek?" dedim kısık gözlerle ona bakarak. Kandemir'in üzerinde ince bir tişört ve ona uygun bir pantolon vardı. Her zaman gördüğüm gömleklerinden ya da takımlarından giymemişti. Daha rahat ve daha salaş duruyordu.

"Üç ya da dört saat sürer. Uyu sen."

Uykulu gözlerim onun çehresinden ayrılıp arabada duran saate takıldı. Saat sabahın dördüydü. Bu kadar erken çıkmamız gideceğimiz yerin uzak olduğunu gösterdiğinde, daha çok merak ettim nereye gideceğimizi. "Benden sonra uyudun mu hiç?" Kandemir kafasını evet anlamında sallayarak arabayı sola kırdı. Hafif sarsıntıyla yerimden kıpırdadım. "Birkaç saat uyuyabildim anca. Uyku tutmadı nedense." Düz bir otobana çıktık ve araba yolun boş olması sebebi ile daha fazla hızlandı.

"Hmm," diyerek kafa salladım. Kandemir'le yatağa girdiğimizde gözlerim direkt kapanmıştı yorgunluk yüzünden. Yola bakarken aklıma gelen rüyayla birlikte hızla ona dönüp, "Seni rüyamda gördüm!" diye bağırdım. Sesim etrafta yankılanıp kulaklarıma kadar geldiğinde ne kadar çok bağırdığımı o an anladım.

Kandemir, "Sakin ol yavrum," dese de hızlıca söze girdim. "Böyle kanlar içince yerde yatıyordun. Yanına geldiğimde ise bir anda etrafta yok oldun. Ne olduğunu anlayamadım... Ama çok korktum..."

O anlar yine aklıma gelmiş gibi korkuyla ona baktım. Gece bir anda nefes nefese yataktan kalktığımda böyle kötü bir rüya görmenin sonucu ona sıkı sıkı sarılmıştım. O zaman sanırım yeni uykuya dalmıştık ve Kandemir'de yanımda yatıyordu.

"Sakin ol," dedi ellerimi tutarak. Bir eliyle arabayı sürse de hakimiyet hâlâ ondaydı. Gözlerim bana yatıştırıcı gözlerle bakan kahveliklerine çıktı. Kirpikleri gözlerinde gölge oluşturmuştu ve kahverengi gözleri bu görüntü ile daha çok ön plana çıkmıştı. "Çok kötüydü," dedim o anların bana verdiği duyguyla birlikte. Az önce aklımda bile değilken rüya bir anda şimşek hızıyla beynimi vurmuştu.

"Korkutma kendini bu kadar," dedi elimi okşayarak. Gözü bende olduğundan araba hızını biraz indirmişti. Yanımızda arabalar tek tüktü. "Rüyaydı sadece," dedi yavaşça. Sesi ne kadar yumuşaksa ben de o kadar rahatlıyordum. Şu an için söylemiyordum bunu, o ne zaman bu ses tınıyla konuşsa ben hem yumuşuyor hem rahatlıyordum.

"Uyu şimdi sen. Ben gelince kaldıracağım seni."

Kafa sallayarak uykulu gözlerimi ondan çekip başımı koltuğa yasladım. Kandemir hâlâ elimi tutmaya devam ediyordu. Başım her ne kadar koltuk yüzünden rahat olmasa da idare ediyordu işte. Gözlerimi kapamadan önce, "Gideceğimiz yere varmadan önce beni uyandırır mısın?" diye sordum. Kandemir parmaklarını elimden geçirip kafasını salladı ve yüzümde olan gözleri benden ayrıldı.

Kendimi uykunun kollarına teslim etmeden önce biraz uğraşmıştım uyumak için. Kandemir'de arabanın hızını arttırdı ve hızlı bir şekilde yola koyulduk.

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin