Keyifli okumalar.
•••
Kandemir.Bir nefes, bir düş, bir ah.
Aradan tam bir gün geçmişti. Bir gün, yirmi dört saat. Bu yirmi dört saatte hiç onu görmemiştim. O geceden sonra hemen yanından ayrılmış eve gitmiştim.
Tabiri caizse kaçmıştım.
Onu görmek istiyordum. Ama bir yandan da çok utanıyordum o yüzden harekete geçmemiştim.
Şu an ise işten eve dönmüş, Nur'u bize çağırmıştım. Bize gelmiş, kendisine kahve yapmayı teklif etmiştim. O da kabul etmişti.
"İşte sonra ayrıldık, ayrıldık derken temelli değil. Evlerimize dağıldık." Nur, bana Emre ile olan buluşmasını anlatıyordu. Bu sefer de Emre'nin yanına o gitmişti.
"Tamam şimdi asıl konuya geçelim, yani size," dedi oturduğu sandalyeden dikleşerek. Kupalara döktüğüm kahveyi de alıp yanına oturdum.
"Biz pazar günü buluştuk," diye girdim söze. "Bana bir şeyler söyledi, yani itiraf etti. Ben... ben ona, onu istediğimi söyledim." Utanarak, kısıkça söyledim.
Tepkisini merak edip yüzüne baktım. Ağzına götürdüğü kahve hava da asılı şekilde durmuş, şaşkın gözlerle yüzüme bakıyordu. "Nur?" Onu elim ile dürtüp kendisine gelmesini sağladım. "Ne! Ne! Ne! Sen, sen gidip adama seni istiyorum mu dedin? Na're, emin miyiz? Sen söyledin değil mi?" Hızlıca dudaklarından dökülen kelimeler şaşkınlık da içeriyordu. "Yok! Yok yani. Sen hayatta söylemezsin. Oha, oha, oha. Na're, beni bir cimcikle yoksa ben kendime gelemeyeceğim."
Dediğini yapıp kolunu sertçe sıktım. Çığlık atıp ayağa kalktı. "Oha sen de vurmaya yer arıyorsun. Yok yani çünkü daha demin kolumu sakat bıraktın da." Abartarak kurduğu cümleye göz devirip kahveden bir yudum aldım.
"Kızım şimdi bir dakika dur. Birincisi; siz ne ara bu kadar samimi oldunuz. İkincisi; neden benim en son haberim oluyor. Üçüncüsü; şu anda siz nesiniz?" Dedi beni sorguya çeker gibi.
Ayakta, ellerini beline koymuş cevap vermemi bekliyordu. "Bir şekilde bu kadar samimi olmuşuz işte. İnan en ilk senin haberin oluyor ve biz neyiz onu ben de bilmiyorum. Tek bir şey biliyorum ki o da Kandemir'e olan duygularım."
İlk defa duygularımı birisine söylemiştim. Kendimden emin bir şekilde duygularımı dile getirmek benim için büyük bir şeydi.
"Ay bana bir şeyler oluyor. Daha diğerlerini atlatamamışken bir de bunu söylüyor. Beni kalp krizinden öldüreceksin Na're." Yanıma geldi ve tekrar eski yerine oturdu. Önünde duran suya uzanıp bir çırpıda bitirdi.
Sonra bana dönüp tekrar devam etti.
"Kandemir ne dedi peki? Senden hoşlandığını söyledi mi?"Kafamı hafifçe salladım. "Tam dile getirmese de belli etti. Kafamda ki kadın sensin dedi. Ona itiraf ettiklerimden sonra durmayacağını ve ona bu kadar umut verdiğim için bana yaklaştığını söyledi." Dile getirerek söylediklerim beni daha bir uyandırıyor, kızarmamı sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEK
Ficção GeralBir mahalle aşkı. Kandemir ve Nare... * Başımı çevirdim ve kahverengi gözlerine mest oldum. En çok gözlerini seviyordum. Beni kendine tutsak eden gözleri ölüm gibiydi. "Seni özledim," dedim bir anda. Bunu söylemeyi düşünmüyordum ama kalbimde ki duy...