54. BÖLÜM

5.5K 250 56
                                    

Keyifli okumalar!

Bölüm hakkında ki fikirlerinizi bana söylemeyi unutmayın!

Her zaman sevgiyle kalın arkadaşlarım.

Sonra düşündüm ki ben bunları hak ediyordum.

Gerçekten. Bu yaşadıklarımın bir sebebi de bendim. Hayatım boyunca yaptığım tüm hataların bedelini ödüyordum.

Durumları nasıldı bilmiyordum. Nasıl kaza gerçekleşmişti onu da bilmiyordum. Annemin o arabada ne işi vardı onu da bilmiyordum. En merak ettiğim ise buydu. Bizden çıkıp annemi nasıl arabanın içine sokmuştu, habersizdim.

Annem o arabaya nasıl binmişti?

Kaza nasıl olmuştu?

İçime sığmayan bir nefesle hastane koridorunda yürümeyi kestim.

Buraya nasıl gelmiştik hatırlamıyordum. Tek hatırladığım şey haberi alır almaz yaşadığım duygulardı. Annem ve babamın araba ile kaza yaptığını duymak bana kendimi çok kötü hissettirmişti.

Belki annemin yanında kalsaydım bu durumda olmazdı diye düşünmekten kendimi alı koyamıyordum.
Bir yandan benim de suçum varmış gibi hissediyordum.

Belki de vardı.

Sandalyeye oturup hemşirenin ya da herhangi bir doktorun yanıma gelip beni bilgilendirmesini beklemekten başka hiçbir şey yapamadım.

Aradan az bir vakit geçmişti. Bunu hastanenin saatinden görebiliyordum ama bana öyle gelmemişti. Sanki saat ilerlemiyormuş gibiydi. Akrep ve yelkovan işlevini kaybetmiş gibi geliyordu.

Aldığım nefesi geri verip Kandemir’in gitti koridorun sonuna baktım. Kafeteryaya gidip bana su alacağını söylemişti. Nerde kaldığını merak etsem de oturduğum yerden kalkmadım.

Niye kimse gelmiyordu?

Herhangi bir bilgim dahi yoktu. Annem ve babam hakkında hiçbir şey bilmiyordum. İyiler miydi? Yoksa durumları kötü müydü?

“Nare,” dediğinde Kandemir, eğdiğim başımı hızla yukarı kaldırdım. Koridoru aşıp yanıma gelmesi kısa sürdü. Elinde ki  pet su bardağını ortamıza bıraktığında tüm dikkatim ondaydı.

“Birisi geldi mi?”

Umutsuzca kafamı hayır anlamında sallayıp, “Gelmedi. Gelmeyecekte sanırım,” dedim. Kaşlarını çatıp bıraktığı suyu tekrardan alıp dudaklarıma doğru uzattı. “Tedavileri uzun sürüyordur. Merak etme birazdan gelirler.”

Uzattığı sudan bir yudum alıp zorla kuru boğazımdan geçirdim.

“Hem az önce polis memuru ile konuştum ben. Alkol yüzünden araba hakimiyetini koruyamamış. Karşıdan gelen arabaya çarpmamak için yanlışlıkla arabayı sağa kırmış. Ama merak etme. Hız seviyesi çok düşük olduğu için çarpma hızı çok fazla değilmiş.”

“Niye kimse gelmiyor o zaman? Hastane değil mi burası? Birisi de gelip bizi bilgilendirsin.”

“Merak etme, birazdan gelecekler."

Her ne kadar kafa sallasam da içim asla rahatlamadı. Birisi canımdan daha değerli olan annemdi. Bir diğeri de bana emeğini ve sevgisini hiç esirgemeden veren babamdı.

Her ne kadar aramızda ki olaylar kötü olsa da onun için de çok üzülüyordum.

“İyiler midir sence?” derken sesim kendiliğinden sessiz çıkmıştı. Gözlerim Kandemir’e evet der de gibi bakıyordu. Yalan olsa bile evet de gibi bakıyordu.

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin