22. BÖLÜM

13.6K 428 9
                                    

Keyifli okumalar. 

Oy atmayı unutmayın!💜

Ona, onu sevdiğimi söylemiştim. Ben ne yapmıştım? Gerçekten söylemiş miydim? Şu an olanlar eğer rüya değilse evet, söylemiştim. Kandemir'e aşık olduğumu söylemiştim. "Na're..." dedi tedirginlikle. Emin olmak ister gibi, "Beni seviyor musun?" dedi. 

Yakınlığımız konuşmamı daha çok zorlarken bir şey söyleyemedim. Halimi görmüyor muydu? Yanaklarım domates gibi kızarmıştı kesin. Vücudum titrerken kalbim hiç de bana sakin olmam için yardımcı olmuyordu. 

Cesaretim kaybolmuş, yerine utanç gelmişti. Neredeydi az önce ki cesaretim? Yüzünde serseri bir gülüş meydana geldi. Kızaran yanaklarımı her ne kadar görebileceğini bilsem bile saklamaya çalıştım. İlk itirafım, Kandemir tarafından duyulmuştu. "Utandın mı sen? Hmm," dedi elini çeneme atıp başımı yukarı kaldırarak. 

"Bilmem, kızardım herhalde." Sesim ne kadar kısık ve güçsüz çıkmıştı. "Sanırım bayağa kızardım." Ona bakmamaya çalışarak, "Ama kar olduğu için hemen kızarıklık geçer. Eee, saçımda ki karlar eridi mi? Seninkiler hâlâ başında. Nedense saçına daha çok yakışmışlar. Kandemir, kar neden benim saçıma yakışmıyor ki? Neden saçların benim saçlarımdan daha güzel? Hangi şampuanı kullanıyorsun, söylesene ben de alayım. Belki de benim saçları-" 

"Niye bu kadar güzelsin? Şu hallerin niye bu kadar tatlı?" Diye sordu cevabını bulamadığı soruyu bana sorarak. Sözlerimi onun konuşması ile kestim ve kendime geldim.  

 Yine kendimi tutamamış saçmalamıştım. Aynı bir taramalı tüfek gibi, alakalı alakasız her şeyi konuşmuştum. Bu huy hep bende vardı. Gerilince ya da heyecanlanınca bu durum ile karşı karşıya kalıyordum. 

Yüzünde anlamadığım bir durum meydandaydı. "Bu kadar güzel olman inan diğer kadınlara haksızlık olur." Beni gözünde böyle mi görüyordu? "O kadar güzelsin ki..." Durdu ve söylemediği kelimeleri yuttu. "Beni sevdiğini söyledin Na're, imkansız gibi geliyor. Bunları bana söylemen o kadar imkansızdı ki gözümde, hâlâ inanmıyorum." 

"Söylemesen yaa," dedim daha çok kızararak. 

"Neyi? Beni sevdiğini mi?" Sesi oldukça haylaz çıkıyordu. 

Bilerek yapıyordu, sırf beni kızdırmak için bilerek yaptığına adım gibi emindim.

"Bana nasıl bu kadar kısa zaman içinde aşık oldun ki?" Sorusuna verebileceğim bir cevap yoktu. O, benim ona olan duygularımı tereddütsüzce söylerken ben, o kadar da rahat değildim. 

"Sanki sana aşık olmam suçmuş gibi söyledin. Seni sevmememi mi isterdin?" Kaşları sorumla birlikte çatıldı. "Emin ol, dünya üzerinde tek hayalim ve isteğim sensin." Dişlerimi göstererek büyükçe güldüm. Kalbim hâlâ yerinde miydi? Artık attığını bile duyamıyordum. Bedenimi çoktan terk etmiş, uzaklara göç etmişti. Sanki o da bizim yalnız olmamızı istiyordu. 

Ellerini yanağımda ki gamzeye doğru götürdü. "En çok gamzeni ve uzun kirpiklerini seviyorum." Eğildi ve gamzemin tam üzerinden öptü. Mest oldum onun öpücüğü ile. Dudaklarını yanağımın üzerinden çekmedi ve burnumun üzerine gelene kadar gezdirdi. Üstünü öptü ve biraz aşağı geldi. 

Dudakları sus çizgimde durdu ve kıpırdamadı. Karnımda ki kelebekler tekrar yerinden oynadı. O,bana her dokunduğunda ölü kelebekler dirilip karnımı yemeye başlıyordu. 

Dudaklarım mı öpecekti gerçekten? O dudaklar dudaklarıma değecek miydi? Kirpiklerim kendisini tutamadı ve gözlerimin üzerini örttü. 

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin