31. BÖLÜM

10.6K 443 56
                                    

Keyifli okumalar dilerim!

Küçük bir yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Gece olup herkes eve gittiğin de odamda hazırlanmış bir şekilde onu bekliyordum. Annem, Neriman teyzeler evden gittiğin de benimle birlikte yalnız başına konuşmuştu. Nasıl başladığını ve ona karşı tam olarak ne hissettiğimi sormuştu. Ona her şeyi şeffaf bir şekilde anlatmıştım, aramızdakileri ve ona karşı olan duygularımı.

Utana sıkıla anlattıklarıma mutlu olmaktan başka bir şey yapmamıştı ve onunla olan ilişkim de çok mutlu olmamı söylemişti. 

Saat tam gece yarısını gösteriyordu. Üzerime saten pijamalarımı giymiştim. Normal de bu pijamaları giymiyordum ama bugün ona özel olsun diye giymiştim. Saçlarımı açık bırakmış ve boyun tarafıma lavanta kokumu sürmüştüm. Bu kokuyu sevdiğini biliyordum. 

Yatakta oturur vaziyette beklemek, bedenimi germekten başka bir şey yapmıyordu. Şu an bedenime, Kandemir'den hiçbir şey iyi gelmeyecekti. Ellerimi saçıma götürüp bir şeyle uğraşmak amaçlı üzerini düzelttim. Ayağa kalktım ve camdan dışarı bazılarında ışıklar açık bazılarında ise kapalıydı. 

Kandemir'lerin evine baktığımda ise bütün ışıkların kapalı olduğu gözüküyordu. Perdeyi geri örtüp camdan bakmayı kestim. Kapının oraya gelip kulağımı yasladım herhangi bir ses var mı diye. Annem çoktan uyumaya gitmişti ama yine de kontrol etmek amaçlı bir süre kapıyı dinledim ve hiçbir sesin gelmediğine kanaat getirip oradan ayrıldım.

Derin nefesler içerisinde geri yatağıma oturdum. Gerçekten onu beklemek zulüm gibi geliyordu. Karnımda sayamayacağım kadar kelebekler yer değiştirip durdu. Belki de bazıları heyecandan öldü aynı kalbim gibi. Sonra bir an da içerden tıkırtıya benzer gibi bir ses geldi. 

Gelmişti...

Yerimde dikleşip heyecanla derin nefesler eşliğin de yanıma gelmesini bekledim. Sesler oldukça kısıktı, annemi uyandırmamaya çalıştığını biliyordum. Ayağa kalktım ve bunun yanlış bir düşünce olduğunu anladığım an hızla yerime oturdum. Ne yapacağımı şaşırmıştım. 

Kandemir yerine gelen bir de hırsız oluyormuş, buna acayip gülerdim. 

Kapı kolumu tuttu. Yavaşça aşağı doğru götürdüğün de kalbim duracak sandım. Kandemir yavaşça içeri süzüldü, anında onunla göz göze geldim. Kalbim durdu.

"Geldin," dedim fısıltıyla.

"Geldim," dedi. Kapıyı yavaşça kapadı ve yaslandı. Elimi o kadar çok sıkmıştım ki artık terden kaymaya başlamıştı. Serbest bıraktığım elimi yavaşça önüm de ki saçlarıma götürüp düzelttim. 

Gözlerimi ondan kaçırmak ve siyah kuyularına dalmak istemiyordum, şu an masum duygular beslemiyordum ona karşı çünkü. Ama gözlerimi ondan bir saniye bile ayırmadım. Tek yapabildiğim koşulsuzca gözlerine bakmak oldu. 

Bana bir adım attığın da yerimde olabildiğince dikleştim. İkinci adım ve üçüncü adım... Sonu kesilmeden yanıma geldi ve yanı başımda dikildi. Ona daha rahat bir şekilde bakmak için kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Yakından gördüğüm gözleri hiç de masum bakmıyordu bana. 

"Beni beklerken..." Elini yüzüme attı ve kafamı daha da dikleştirdi. "Heyecanlandın mı?" Sert eli yüzüm de yavaşça dolandı. "Hmm," dedi yavaşça. Sesi gerçekten de beni mahvediyordu. Yüzümde ki eli ile birlikte kafa salladım. 

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin