19. BÖLÜM

13.2K 454 24
                                    

Keifli okumalar.

Oylarınızı bekliyor olacağım.

 Fırından çıkardığım sıcak keki tezgaha bıraktım. İşten eve gelmiştim ve Neriman teyze beni aramış, sevdiği keki yapmamı istemişti. Ben de onu kırmayıp teklifini kabul etmiştim. Keki alıcı göz ile süzüp olup olmadığına baktım. Güzel gözüküyordu. 

"Anne, bi' baksana ya kek olmuş mu?" diyerek bağırdım. Annemi beklerken de içeride ki kek kokusu gitsin diye camı açtım. "Bakayım." dedi annem içeri gelirken. Yanına gittim ve yüz ifadesine baktım. Gördüğü anda tepkisi olumlu yöndeydi. 

"Olmuş olmuş. Biraz soğusun, yoksa tadı hamur gibi gelir." Ben de öyle yapmayı düşünüyordum zaten. "Sen de gelsene." diyerek teklifte bulundum. "Sen git ben arkandan gelirim." Kafa salladım ve üzerimi değiştirmek için odama geçtim. 

O gün kamptan döndüğümüz de Kandemir beni bıraktığı gibi gitmişti. Bu aralar pek fazla eve gelmiyordu. Çok fazla meşguldü ve onunla adamakıllı görüşüp konuşamamıştık bile. Üzerimdekileri çıkartıp pantolon ve belimi tamamen saran kazağı üzerime geçirdim. Keki yaparken de aklımda sadece Kandemir vardı. Belki onu görebilme fırsatı elde ederdim.

Tekrar odadan çıkıp mutfağa girdim keki kontrol etmek için. Elimi keke değdirip soğukluğuna baktım ve iyi olduğuna kanaat getirip şekilli kalıbından çıkardım. Büyük bir tabağa da koyup gitmek için çıkışa ilerledim. 

"Çıkıyorum ben anne. Gelirsin sen de." Kabanımı ve babet tarzında ayakkabılarımı giydim. "Tamam," dedi içeriden yüksek sesle bağırarak. Evden çıktım ve Kandemir'lerin evinin önüne geldim. Kandemir'in arabası kapının önündeydi bu da demek oluyordu ki eve gelmişti. 

Heyecanla derin nefes alıp verip dış kapsısı açık olan kapıdan içeri girip yukarı kata tırmanmaya başladım. En üst kata geldiğimde deli gibi atan kalbimin dinmesini bekledim. Merdivenler yüzünden buraya hep geldiğimde bu durum ile karşılaşıyordum. 

Elimi saçıma attım ve güzel durması için şekil verdim. Dudaklarımı da yalayıp zile bastım ve açılmasını bekledim. "Kim o?" dedi Neriman teyze bağırarak. "Benim Neriman teyze," dememle kapının açılması saniyeler sürmedi. 

"Hoş geldin kızım. Gel hadi," dedi neşeli sesi ile. Fazla mutlu olması biraz garip geldi. "Hoş buldum."  Ayakkabımı çıkardım ve içeri adımladım. "Ay Na're, sana da zahmet verdim kızım ya." Kapıyı elim ile örtüp mahcup yüzüne baktım. "Lafımı olur Neriman teyze. Özlemiştim zaten ben de kek yapmayı," dedim, ama yine de mahcupça yüzüme bakmaya devam etti. 

"Sen geç içeri ben çay getiriyim bize," dedi ve mutfağa doğru adımladı. Kandemir neredeydi acaba? Bu düşünce ile salona girmeden önce merdivenlere baktım. Odasında olabilirdi. İçeri geçtim ve koltuğa oturdum. 

Geldiğimi biliyor muydu acaba? 

Neriman teyze içeri tepsi ile girdi. Ben de hızlıca yerimden kalkıp ileride ki sehpalığa yürüdüm, dizili olan sehpalıktan bir tane alıp önümüze koydum. Ayakta dikilen Neriman teyze tepsiyi sehpaya bıraktı ve yanıma oturdu. 

"Çok güzel kokuyor. Ellerine sağlık." Gülümseyip, "Teşekkür ederim," dedim. Önümde ki çay bardağını aldım ve bir yudum içtim. Neriman teyzeye sormak istiyordum Kandemir'i ama çekiyordum. 

"İşler falan nasıl gidiyor? Yorucu mu?" Hafiften kendimi ona doğru çevirdim yüzünü daha net görebilmek için. "Güzel gidiyor. Yorucu oluyor ama hallediyorum." Samimiyetle güldü. "Sen nasılsın Neriman teyze," dedim gözlerinin içine bakıp. Sesli bir soluk verdi. "Çok şükür iyiyim."  diyerek gözlerini kaçırdı benden. 

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin