32. BÖLÜM

10.9K 388 28
                                    

Keyifli okumalar!

Oy verirseniz gerçekten çok mutlu olurum.

Bu bölümü beklediğinizi biliyorum, yorum yaparak düşüncelerinizi bana söyleyebilirsiniz.

Anlamdım ilk başta, daha doğrusu algılayamadım. Gözlerim yanlış mı görüyordu acaba çünkü bu mesajı atan en yakın arkadaşlarımdan birisiydi; Şevval’di.

Bu mesajı atmadan önce birkaç tane daha mesaj yollamıştı ve onlardan bir tanesi “Neden aramalarıma cevap vermiyorsun?” idi.

Bilinmezliğin verdiği yüz ifadesi ile bana ne olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde bakan Kandemir’e baktım. “Bunlar,” dedim yavaşça üzerinden inerek. Gördüklerim bedenim de fazlasıyla şok etkisi bırakmıştı. “Nare, iyi misin?” dedi hâlâ bu hareketlerime bir anlam vermeye çalışarak.

Kucağından indiğim gibi telefonu kaldırıp okuması için yüzüne tuttum.  “Kandemir bunlar ne?” Mesajlara ilk başta önemli bir şey değilmiş gibi baktıktan sonra okudukları yüz ifadesini değiştirdi. “Kandemir bunlar ne ya?!Sen... Sen beni,” Sözümü devam etmeme izin vermeden uzak olan mesafeyi kapatıp sertçe ağzımı kapatıp susamamı sağladı.

“Sakın. Sakın o pis düşünceler aklına gelmesin.” Sinirle elini ağzımdan çektiğim gibi konuşmaya başladım. “Beni mi kandırıyorsun sen? Ne demek yarın tekrar buluşalım? En yakın arkadaşım sana nasıl böyle mesajlar atabilir ya?!” Sesim haddinden fazla çıkıyordu ama sinir gözümü kör etmişti bir kere duracak gibi değildim.

“Beni dinle,” dedi. “Neyin ne olduğunu bilmeden saldırma bana.” Ondan olabildiğince uzaklaşıp sinirle ellerimi sıkmaya başladım.

“Kandemir aklım almıyor! Bundan önce de buluşmuşsunuz mesajdan da anladığım kadarıyla. Sen ne zaman, nerde ve neden onunla buluştun?” Yanıma yaklaştı ve çenemi tuttuğu gibi yüzüne hizaladı başımı. “Beni sakince dinlersen sana her şeyi anlatacağım. Sakinleş önce,”

Başımı ellerinden kurtarıp ondan birkaç adım uzaklaştım ve unuttuğum açık pijama düğmelerimi hızlıca ilikledim. “Anlat ne anlatacaksan.” Son düğmeyi de ilikleyip derin nefesler eşliğin de ona sabırsızca baktım. Kafa salladı sakince, az önce oturduğu yere geri oturdu. O, gömleğini iliklememişti ve çıplak vücudunu göz önünde tutuyordu.

“Aslında sana bunu bugün anlatmayı düşünüyordum ama annemlerin meselesi çıkınca ben de erteledim.” Gözlerini bir an bile gözlerimden ayırmıyordu, sanki bana bakmasa ona inanmayacağımı düşünür gibiydi. Hâlâ içimde dinmeyen öfke vardı, konuşmaya başladığı andan beri ona sinirli ve çatık kaşlarımla bakıyordum.

“Sana tehdit mesajlarını atan kişi Şevval’miş.”

Ne?

Şaşkınlıkla ona baka kaldım. Bana mesaj atan kişi en yakın arkadaşlarımdan biri olan Şevval miydi?

İyi de neden?

“Şevval? Bizim Şevval, öyle mi?” Kafa salladı sakince. “Nasıl böyle bir şey olabilir ya? O benim arkadaşım Şevval, bana neden o mesajları atsın ki?” Dediklerine hâlâ içim de ki şüphe ile bakıyordum. “Emin misin?”

“Evet, sen o gün bana bu konuyu açtıktan sonra kolay bir araştırma sonucunda ona ulaştım. Kendi üzerine bir hat aldığı için kolay oldu onu bulmak. Onu buluğumda ilk sana söylemeyi düşündüm ama aslı astarı olmadan söylemek istemediğim için onunla görüşüp, konuştum.”

LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin