LÂYETEZELZEL | DÜZENLENECEK

61. BÖLÜM

Keyifli okumalar!

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen! Heyecanla bekliyorum.

Instagram sayfamıza hepinizi bekliyorummmmmmm! Gelip tanışmayı unutmayalım, olur mu?

Aşağıda daha detaylı anlattım. Hesap ismini orada bulabilirsiniz.

Çooooooooook mutlu olun!!

●

Kandemir'e o teklifi sunarken sadece onun ile güzel bir akşam geçirmeyi düşünmüştüm.

Aklımda ya da kalbimde herhangi fesat bir düşünce yokken neden şimdi karnımda ki kıpırtılara engel olamıyordum? Neden onu beklerken saatler günler gibi geliyordu?

Tek düşüncem onunla olmaktı.

Aldığım her nefes sanki kendi ciğerime almıyormuşum gibi, sanki nefessiz kalıyormuşum gibiydi.

Hazır değil miydim?

Sanırım.

Dün akşamdan sonra aklıma gelen birkaç fikirden sonra en iyisi birlikte bir otel de yemek yemekti. Diğerleri boyumu aştığı için bu seçeneği göz önünde tutmuş ve kabul etmiştim içten içe. Sadece bir akşam yemeğiydi, akşam yemeği...

Ama öyle olmadığını her ne kadar kendime kanıtlamaya çalışsam da içten içe biliyordum böyle olmayacağını.

Sadece bir akşam yemeği değildi.

Ve Kandemir bunu bilerek buraya geliyordu.

Ve sanırım onun bilerek buraya gelmesine hazır değildim.

İçimde yanan bir şey vardı. Karın bölgemin olduğu taraf sanki sıcak bir ateşin üzerinde kaynıyor gibiydi. Kandemir ile yakınlaştığımız her an böyle hissederken nedeninin çok iyi biliyordum.

Derin bir nefes aldım. Sonra önümde ki kahveden bir yudum alıp kendimi daha çok sakinleştirmeye çalışıp etrafta ki insanlara göz attım. Akşam saatleri olmasına rağmen otel insanlarla dolup taşıyordu. Yazın gelmesi yüzünden tatil sezonu açılmıştı ve insanlar daha şimdiden otelleri doldurmaya başlamışlardı.

Kandemir'e buranın konumunu atmıştım ve lobide kahvemi içerek onu bekliyordum. Sanırım birazdan burada olurdu.

Kahvemi içtim. O sırada heyecanla Kandemir'i belemeye devam ettim. Biraz gecikmişti, belki de uzak bir yer olduğu içindi, şahsen ben gelirken nasıl geleceğimi bilmediğim için taksi ile gelmiştim ve uzun bir yol çekmiştim.

Arada sırada telefonu kontrol edip ondan bir telefon var mı diye kontrol etmiştim ama kimse aramamıştı. Yine de onu aramadan beklemeye devam ettim. Bu sırada garson gelip tekrardan kahvemi yenilmemek istemişti ama bunu reddedip soğuk bir su almıştım. Kahveden beklediğim ümidi soğuk su da bulacaktım çünkü sıcak kahve içimi yakmaktan başka hiçbir şeye yaramamıştı.

Beklemekten sıkılmış bir şekilde otel de gözlerimi gezdirirken gelip gelmeyeceğini sorguladım. Uzun bir süre onu burada bekliyordum ve henüz bir haber yoktu ondan. Aklıma gelen soruları da durdurama bir şekilde düşünüyordum. Ya gelmezse? Ya gelmek istemezse?

Bunlar zihnimi kurcalarken yapabileceğim tek şey onu burada beklemekti.

Sonra kısa bir süre otelin kapısında o göründü. Yüzünde ki telaştan bir şey çıkaramasam da sıkılgan canım anında alev gibi yanmaya başlamıştı. Onu gördüğüm gibi yaylandığım yerden düzelip saçlarımı düzelttim. Hızlıca düzelttiğim için daha çok elektriklense de bunu umursamadan derin bir nefes almaya zorladım kendimi.