Sabahın erken saatlerinde kapı zili ısrarla çalmaya başlamıştı. Bu rahatsız edici sesle irkilerek uyanan Tolga ise yattığı yerden doğrulup komodinin üzerine bıraktığı saatine baktıktan sonra gelenin kim olduğunu merak ederek yataktan kalktı. Kalkmıştı ama hâlâ açılabilmiş değildi.
Gözlerini ovuşturup yatağın önündeki pufta duran tişörtünü eline aldıktan sonra onu giyerek odasından çıktı. Koridorda ilerleyip çalmaya devam eden kapıyı açtığı anda da hızla içeriye giren Bora telaş içinde "Selam faslını geçiyorum çünkü acil bir durum var!" diyerek elindeki gazeteyi masaya fırlattı.
Bora tutuşmuş bir halde arkasını döndüğünde sessizce kendisine bakan Tolga ile göz göze geldi. Susmasın ve bir şeyler söylesin çünkü Bora'nın buna çok ihtiyacı vardı. Bora arkadaşının kendisine karşı olan şaşkın bakışlarını görünce "Bakma öyle! Bir şey yapmazsam Elçin beni öldürecek" dedi. İyi de ne yapmış olabilirdi ki? Tolga uyku sersemi bir halde Bora'nın söylediği şeyleri anlamlandırmaya çalışırken "Sen İzmir'e ne zaman geldin? Ayrıca ne yaptın ki bu kadar korkuyorsun?" diyerek açık olan kapıyı kapattı.
Etrafa göz gezdiren Bora mutfağa girip ikisi için kahve hazırlarken bir yandan da Tolga'ya gazetede nişanlısını aldattığına dair çıkan haberlerden bahsetmeye başladı. Tolga yüzünü yıkayıp geri döndüğünde kendisine kahve uzatıp "İç şunu da açıl bir an önce" diyen Bora'nın elinden kahveyi aldıktan sonra masaya geçip onun yanına getirdiği gazeteye göz gezdirmeye başladı. Ooo! İşler epey karışmış görünüyordu.
Tolga'nın bir şey söylemeden kuşkuya düştüğünü belli eden gözlerle kendisine baktığını görünce Bora buna biraz bozulmuştu. Arkadaşı bari yapamasın değil mi? Bora bozulduğunu belli ederek "Bu safsatalara inandığını söyleme! Eğer sen bile şu saçma sapan habere inanıyorsan Elçin çoktan idam fermanımı hazırlamıştır bile" dediğinde Tolga'da kahvesini yudumlayıp ona "Bora bu resimdeki sarışın Lale değil mi?" diye sordu. Oydu galiba.
Bora yanına gelip yüzünü şekilden şekle sokarak "Ne olmuş yani?" dedikten sonra kendisine aynı şekilde bakmayı sürdüren Tolga'ya telaşla "Sadece selamlaştık! Yan yana gelmiş olmamız aramızda bir şeyler yaşandığını kanıtlamaz" dedi. Tamam da kiminle yan yana geldiğinde önemliydi yani.
Bu savunmanın üzerine Tolga ona imalı bir şekilde bakıp "Yanlış anlama sadece hafızamı tazelemek için soruyorum. Ben bu Lale'yi nereden tanıyorum?" diye sordu. Bu soru Bora'nın yüzünü asmasına neden olmuştu. Arkadaşına ters ters bakarken Tolga'nın "Söyle hadi!" dercesine tek kaşını kaldırmasıyla da "Tamam bir kere ya da iki... Bilemedin üç beş kere takılmıştık ama o kadar dahası yok!" demek zorunda kaldı. Al işte!
Bu cevap üzerine Tolga elindeki gazeteyle "Aptal herif!" diyerek Bora'nın ensesine vurup üzerini değiştirmeye gitti. Onun ardından Bora hâlâ kendisini savunmaya çalışarak "İyi de o zamanlar Elçin ile nişanlı değildim ki?" diye seslenip kendisini bitik bir halde koltuğa bıraktı. O zaman değilse de şu an nişanlıydı ama değil mi? Yani kiminle yan yana geldiğine dikkat etmesi gerektiği gibi kiminle ne başlık altında gündeme düşeceğini de tahmin edebilmesi gerekirdi.
........::::::::____::::::::........
Bu sırada Elçin kaldığı otelden çıkmış olanlardan habersiz bir halde arkadaşıyla kahvaltı etmek için buluşacakları yere doğru gidiyordu. Kafeye gelip içeri girdiğinde arkadaşının henüz gelmediğini görünce de boş bir yere geçerek beklemeye başladı. Bir yandan çantasından çıkardığı aynasıyla dudağına nemlendirici sürerken bir yandan da ister istemez arka masadan gelen konuşmalara kulak misafiri oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romance-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...