Ela sevdiği adama kavuşmanın verdiği mutluluğu sonuna kadar yaşarken ne yazık ki Buğra'nın da orada olduğundan ve şu an kendilerini hayal kırıklığıyla izlediğinden bihaberdi. Sadece o da değil Tolga ile Mine'de onun varlığının farkında değillerdi. Hatta bir süre daha bilemeyecek gibilerdi.
"Bir daha senden ayrı kalmak istemiyorum Tolga"
"İnan bana ben de öyle"
Birbirlerine sıkı sıkı sarılıp bu güzel kavuşma anının tadını çıkarırken Ela başını geri çekip merakla Tolga'ya bakarak "Annen nasıl oldu? Birlikte mi geldiniz yoksa onlar kaldı mı?" diye sordu. Tolga bir yandan hissettiği özlemle Ela'nın saçlarını okşayıp yüzünü inceliyor bir yandan da annesinin şimdilik iyi olduğunu ve bir aksilik olmazsa birkaç gün içinde Önder Bey ile birlikte buraya geri döneceklerini söylüyordu. Bunu duymak Ela'nın içini biraz olsun rahatlatmıştı. Ahsen Hanım iyi olsun da gerisi boştu.
Ela buna sevindiğini söylediğinde Tolga da bir yandan onu kolunun altına alıp saçını öptü bir yandan da kendilerine mutlu bir ifadeyle bakan Mine'ye dönüp şakacı bir tonlamayla da "Sen nasılsın küçük baldız?" diye sordu. Küçük baldızda durumlar sıkıntılıydı ama şu an kardeşinin de işin içinde olduğu bu konuyu konuşmak ister miydi o biraz muammaydı be Tolga! Onun bu tavrını karşılıksız bırakmayan Mine de aynı şakacı üslupla "Valla enişte iyiyim demek isterdim ama senin bu nişanlın yokluğunda beni perişan etti" deyince Ela arkadaşını şaşkınlıkla dinleyip "Aşk olsun Mine!" deyiverdi.
"Ne aşk olsun Ela? Gündüz yetmiyor gibi gecede beni uykumdan edip Tolga aşağı Tolga yukarı kendi kendine felaket senaryoları yazıp duruyorsun. Vesvese yapıyorsun her şey yoluna girecek çok mutlu olacaksınız bir daha ayrı düşmek yok diyorum hâlâ ya son dakika bir şey olursa Mine deyip beni zıvanadan çıkarıyorsun. Çok şükür nişanlın geldi artık Tolga'ya vır vır edersin"
"Sana inanamıyorum Mine!"
"Gerçekten de böyle mi yaptın Ela?"
"Tolga inanma yok öyle bir şey"
Mine o maviş maviş parlayan gözlerini kocaman açıp sessizce "Yok tabii! Şizofrenim çünkü ben olmadık şeyleri uyduruyorum" diye Ela'ya alttan alta laf ederken Tolga da daha da çok sarıldığı Ela'ya "Artık endişelerini bir kenara bırak çünkü bizi çok güzel bir hayat bekliyor. Biz birlikte olmak istedikten sonra hiç kimse bizim karşımızda duramaz" deyip içini rahatlatmaya çalışıyordu çünkü Mine'nin söylediklerine harfi harfine itimat ediyordu. Telefon görüşmeleri sırasında Ela belli etmemek için çaba harcasa da Tolga onun huzursuz olduğunu ses tonundaki titremeden ve seçtiği kelimelerden anlamıştı zaten.
"Peki siz ikiniz sabah sabah nereye gidiyordunuz?"
Mine ikisine şöyle bir bakıp onları yalnız bırakma isteğiyle "Ela biraz yürümek istedi ama benim de nedense hiç yürüyesim yok. Ben eve gitsem benim yerime Ela'ya sen eşlik eder misin Tolga?" deyince Ela ne yapmak istediğini anlayıp gülümsemiş Tolga'da "Çok isterdim ama bu yürüyüş planını biraz ertelememiz gerekecek. Buraya gelirken Bora ile konuştum da Elçin yemek hazırlamış hepimizi evlerine davet ediyor. Ne dersiniz gider miyiz?" dedi. Ela hiç düşünmeden "Harika olur" dediğinde Mine'de hep beraber keyifli vakit geçireceklerini düşündüğünden yapılacak her plana uyum sağlayabileceğini söyledi. Acaba Kenan'ın da bu davete dahil olacağını bilse yine böyle istekli olur muydu? Biraz düşünürdü sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romans-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...