29.Bölüm : Kim bu V.G.?

1.2K 150 4
                                    

Ela uyuşmuş gibiydi. Elindeki kağıt yere düşerken kafasından da bir sürü şey geçiyordu. Annesinin V.G. olarak bahsettiği kişi sabah haberlerde adı geçen Tolga'nın babası Vedat Gürsoy olabilir miydi? Tolga'nın bu yazılanları okuduğunda yaşadığı şoku şimdi de Ela yaşıyordu.


Tolga bu yüzden mi İzmir'e gelmiş bu yüzden mi etrafında dolaşıp durmuştu yoksa? Her şeyi bile bile nasıl olur da aralarında duygusal bir bağ oluşmasına izin verebilmişti gerçekten anlamıyordu. Bu düşünceler Ela'yı çok üzmüştü. Böyle olmuş olabileceğini kabul bile etmek istemiyor bunun sadece kötü bir tesadüf olmasını diliyordu.


Bu durumdan habersiz salona elinde iki tabakla giren Buğra "Bolonez soslu enfes spagettimiz hazır!" dedikten sonra yerdeki kağıda bakıp arkası dönük olan Ela'ya neden öyle durduğunu sordu. Ela ona belli etmeden gözyaşlarını silip kağıdı yerden alırken bir yandan da bir şey olmadığını söylüyordu ancak Buğra bu dediğine inanmamıştı. Elindeki tabakları sehpaya bıraktıktan sonra yanına gelip Ela'nın ağladığını gizlemeye çalıştığını görünce de kaşlarını çatarak "O adam için gözünden akan tek damla yaşın bana neler yaptırabileceğini biliyor musun Ela?" dedi. Şu an bilmiyordu ama maalesef ileride öğrenmek zorunda kalacaktı.


Buğra Ela'nın sessiz kalması karşısında "Ela yine ne yalanlar yazmışta bu kadar etkilendin?" dediğinde zorlukla "Defter ona ait değil" diyen Ela'ya "Kime ait o zaman?" diye sorunca Ela'da dudağını ısırarak Buğra'ya bakıp üzgün bir ifade ile de "Anneme..." dedi. Buğra bu duruma anlam veremiyordu. O halde defterin Tolga'da ne işi vardı? Ayrıca annesi Ela'yı bu denli etkileyecek ne yazmış olabilirdi ki?


........::::::::____::::::::........


O anlarda Tolga da Vedat Bey'in isteği doğrultusunda babasıyla konuşmak için çalışma odasına geçmişti. Bu odaya son geldiği günü hatırlıyordu. Bir sonraki gelişinde ya babası ile arasındaki gerilimi kaldıracaktı ya da tüm aile bağlarını yıkmak zorunda kalsa da ondan yaptıklarının hesabını soracaktı. Gergindi çünkü şu an ikisini de yapamıyordu. Eli kolu bağlı olmak ne demekmiş bu sayede onu da öğrenmişti.


Tolga sessizce tekli koltukta otururken Vedat Bey de masasının ardında duran sandalyesine geçip çekmecesinden oğlunun gitmeden önce kendisine bıraktığı kartlarını ve anahtarlarını çıkararak tek tek önüne koydu. Bunu yapması Tolga'ya kendisini hiç iyi hissettirmemişti. Ha ona hakaret yağdırmışsın ha eski imkanlarını önüne geri koymuşsun bunların duygu anlamında birbirlerinden hiçbir farkı yoktu doğrusu.


 "Teşekkür ederim ama artık onlara ihtiyacım olacağını sanmıyorum"


Vedat Bey oğlunun bu dediğine özellikle de takındığı tavra epey bir bozulmuştu ama yine de belli etmemeye çalışıyordu. En azından arabasının anahtarlarını alması konusunda ısrar edip "O arabayı kendi başarıların sonrasında elde etmiştin" dedi ve anahtarı önüne doğru sürükleyerek sözünü de baskın bir ses tonuyla "Israr ediyorum" diyerek tamamladı. Bunları söyleyen birinin işin en başında o anahtarlara da el koyması enteresandı gerçekten.


Tolga o anlarda babasına tahammül etme konusunda sıkıntılı anlar yaşıyordu. Bunun da aksini söyleyemezdi herhalde. Çenesini ovuşturarak düşündükten sonra babasının rahatsız edici bakışları eşliğinde uzatmadan anahtarı alıp "Söylemek istediğiniz başka bir şey yoksa artık gidebilir miyim?" diye sordu. Vedat Bey aralarında dile dökülemeyen bir sorun olduğunu biliyordu ama yine de oğlunu zorlamak da istemiyordu. Tolga şimdi susuyordu ancak konuşmak istediği zamanlarda gelirdi elbet.

Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin