"Ela'm 3 yaşında"
Tolga eline aldığı fotoğrafın arkasındaki yazıya bakarken gözlerini "Ela" ismine sabitlemiş bir halde düşünüyor ve aynı zamanda da içten içe aklına düşen şeyin gerçek olmamasını diliyordu. Bu sadece bir tesadüf olmalıydı. Evet kesinlikle öyle olmalıydı! Bu Ela'nın tanıdığı Ela olmaması gerekiyordu.
Bir süre yazıya baktıktan sonra tedirgin hislerle fotoğrafın ön yüzünü çevirdi. Bunu yaptığında Ela'nın anne ve babasıyla çekilmiş bir fotoğrafı çıkmıştı karşısına. Ancak fotoğrafa dikkatli baktığında gördüğü bir diğer kişi bunun isim benzerliği olma olasılığını tamamen ortadan kaldırmıştı. Bu kişi Nevin Hanım'dı. Genç olmasına rağmen saç şeklinde ve simasında herhangi bir değişiklik olmamıştı. Tolga öğrendiklerinin verdiği ağırlıkla Nevin Hanım'a bakarken bakışlarını yavaşça küçük yaşta olan Ela'ya çevirmiş ve onun babasının kucağında mutlu ve güvende göründüğü hali sebebiyle de ne düşünmesi gerektiğini bilememişti.
İzmir'de yaşanılanlarla alakalı kendisine anlatılan şeyleri düşünüp Ela'ya ve yok olmuş ailesinin mutlu hallerine bakarken resmen kalbi sıkışmıştı. Aklından Ela'nın "Omuzlarımızdaki yüklerin birbirinden pek de bir farkı yok gibi" dediği konuşma geçerken birkaç saniyeliğine gözlerini yumup sonra da elindeki fotoğrafı diğerlerinin üzerine bırakarak oturduğu yerden kalktı. Ellerini ensesinde birleştirmiş bir şekilde gergince odada tur atıyor ama olduğu yere sığamıyordu.
Yaşadığı kafa karışıklığıyla başa çıkmaya çalışırken de telefonunun sesi duyulmuştu. Arayan Bora'ydı. Tolga telefonunu eline alıp açtığında arkadaşının sesinden haddinden fazla heyecanlı olduğunu hemen anlamıştı. Tabii bu heyecana ortak olmak istese de bunu bir türlü yapamıyor sadece Bora'nın anlattıklarını dikkati dağınık bir halde ses çıkarmadan dinliyordu.
Bora ne yapmış etmiş sonunda magazinde çıkan aldatma haberinin gazete tarafından tekzip edilmesini sağlamıştı. İnşallah Elçin'de haberin masa başında uydurulmuş olmasından dolayı biraz olsun yumuşardı. Bora şimdi de kendisini affettirmek adına yapmayı düşündüğü şeyler için Tolga'dan bazı yardımlar istiyordu. Halbuki yardımına başvurmak için hiç uygun bir an değildi. Ama yine de onlar dostlardı. Tolga da dostlukları sebebiyle her ne kadar keyifsiz olsa da elinden geleni yapabileceğini söylemişti. Ancak tavrı ve ses tonu Bora'ya bir terslik yaşandığını çok net hissettirmişti. Bu yüzden de her şeyi bir kenara bırakıp merakla "Senin sesin kötü geliyor. Bir şey mi oldu Tolga?" diye sorup Tolga'nın yanıt vermesini beklemeye başladı.
Tolga şu kısacık zamanda öğrendiği şeylerden Nergis Hanım'ın yazdıklarından ve şu an önünde duran fotoğrafta yer alan kişilerin kimler olduğundan bahsetmiş Bora'da onu rahatlatmak için olayların onun dışında geliştiğini ve babasının yaptığı şeyler yüzünden kendisini suçlu hissetmemesi gerektiğini söylemişti. Kafasında bir yerlerde Bora'nın bu konuda haklı olduğunu biliyordu ama o içindeki küçücük parça Tolga'yı çok huzursuz ediyordu. Babası yangının olduğu gece her ne kadar kahramanca bir tutum sergilemiş olsa da yine de Yılmaz ailesinin dağılmasına önemli bir katkısı olmuştu. Nergis Hanım'ın bıraktığı notta her şeyin müsebbibi olarak onu görmesinden lanet okumasından belliydi bu.
"Tüm bunları bilirken Ela Hanım'ın yüzüne nasıl bakacağım ben Bora?"
"Tolga..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romance-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...