95.Bölüm : Affet beni oğlum...

1.4K 130 59
                                    

 "KIVILCIMI SÖNDÜRMEZSEN ATEŞİ ZAPT EDEMEZSİN"

........::::::::____::::::::........


Ahsen Hanım'ın hastaneye kaldırıldığı ve durumunun pek de iyi olmadığı haberini aldıktan hemen sonra Tolga ile Kenan uçak biletlerini ayarlayıp İstanbul'a iniş yapmış ve hiç vakit kaybetmeden direkt hastaneye gitmişlerdi. Tolga'nın ağzını bıçak açmıyor Kenan'da hiçbir şekilde üstüne gitmeyip sadece hastaneye bir an önce ulaşmaları için son derece atik davranmaya çalışıyordu.


Hastanenin önüne geldiklerinde ise ikisi de son derece gergindi. Kenan taksinin ücretini öderken Tolga hiç bekleme yapmayıp merdivenleri hızlıca çıkarak içeriye girmiş ve bir yandan Önder Bey'i geldiklerini haber vermek için arayıp bir yandan da asansörlerin önüne gelmişti. Asansörün kapısı açılır açılmaz da Kenan koşarak ağabeyine yetişmiş ve kapı kapanmadan önce eliyle durdurup hemen içeriye girmişti. Sanki saniyelerle yarışıyor gibilerdi.


İki kardeş birlikte yukarıya çıkarken o sessizlikte Tolga sabit bir noktaya bakıp "İlk defa kendimi bu kadar güçsüz hissediyorum. O kadar tuhaf ki buradan iyi bir haber alarak çıkamayacağıma adım gibi eminim Kenan" dedi. Bunu söylerken sesi hiç olmadığı kadar titremişti. Ne kadar kötü hissettiği söylese de söylemese de alenen belli oluyordu zaten.


Kenan elini ağabeyinin omzuna koyarak her ne kadar kendi söylediğine kendisi bile inanamasa da "Böyle şeyler söyleme... Korkma hiçbir şey olmayacak. Ahsen Hanım toparlayıp tedavisine kaldığı yerden devam edecek. Ben buna inanıyorum sen de inan" dedi. Tolga herhangi bir şey söyleyememişti. Umut etmek güzel şeydi tabii ama Önder Bey ile yaptıkları konuşma maalesef pek de umut etmesine imkan tanımıyordu.


İki kardeş sus pus dururken nihayet asansörün kapısı da açıldı. Tolga önden çıkıp hızla koridorda yürürken annesinin bulunduğu odanın kapısı açılmış ve Önder Bey onları karşılamak için dışarıya çıkmıştı. Adam resmen çökmüş gibiydi. Kolay değil kaç senelik hayat arkadaşıydı o odada yatan...


Tolga onu görünce daha da hızlanıp merakla "Annem nasıl?" diye sorarak yanına yaklaşırken Önder Bey de onun gözlerine bakmamaya çalışıp Kenan'a başıyla selam verdi ve "İyi demek isterdim ama..." dedikten sonra devam edemeyip sözünü yarıda kesti. Kesmeseydi keşke...


Bunu duyunca Tolga'nın yüzündeki ifade de çöküşe geçmişti. Belki de alacağı cevapla yüreğine biraz olsun su serpilsin istemişti ama su serpmek yerine içindeki alev daha da yayılmıştı sanki. Neden böyle dediğini bilse de yine de kendisine hakim olmaya çalışarak "Niye diyemiyorsunuz Önder Bey?" diye sorduğunda aldığı cevabın "Sanki bizi bırakıp gitmek için senin gelmeni bekliyor gibi" olması bir evlat olarak Tolga'nın inancı gibi tüm gücünü de yok etmişti. Bu soruyu sorması belki de içeriye girmeden önce kendisini hangi duruma karşı hazırlaması gerektiğini bilmek istemesinden ileri geliyordu. Ancak görünen o ki kötüyü kabullenmekten başka çaresi yoktu.

 Ancak görünen o ki kötüyü kabullenmekten başka çaresi yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin