"Beni içeriye davet etmeyecek misin Ela?"
Ela tedirgin bir tavırla omzunun ucundan içeriye doğru bakıp "Buraya neden geldiniz Vedat Bey?" diye sorsa da bir yandan da aklından bir sürü şey geçiriyordu. Şimdi Rüya'nın varlığı belli olmasın diye bahçede konuşmayı talep edip kapıyı çekerek çıksa aklı illa ki içeride kalacaktı. Vedat Bey'i içeriye davet etse o da öyle ya da böyle bir şekilde bir torunu olduğunu öğrenecekti. Hay aksi! Hiç iyi olmadı bu...
Ela'nın buraya geliş amacını sormasının ardından Vedat Bey gözlerini koridora çevirip "Seninle konuşmak istediğim bazı hususi konular var" deyince Ela iyice huzursuzlanmıştı. Hızlıca düşünüyordu ama Rüya'yı ondan nasıl saklayacağını bilemiyordu. Keşke Tolga biraz daha geç çıksaydı da o babasıyla ilgilenirken Ela da kızıyla birlikte odalardan birine geçebilseydi ama şansızlık işte! Ela mecburen başını sağlayıp içeriye geçmesi için kenara çekildikten sonra el çabukluğuyla salonun kapısını kapattı ama tam o esnada Vedat Bey "Orada mı?" diye sorunca olduğu yerde kaldı. Rüya'dan bahsetmiyordur inşallah.
Ela'nın gözleri istemsizce dolmaya başlasa da gözyaşlarını hemen kontrol altına alıp arkasını döndü ve neden bahsettiğini anlamamış gibi "Kim orada mı?" diye sordu. Kim olduğu malumdu ve Vedat Bey de bunu "Torunum" diyerek alenen belli etmekten çekinmemişti. Ela da şaşırmıştı ama bu kadar şeyden haberdar olan bir adamın bu dünyalar tatlısı küçük kızdan haberdar olmaması da ne kadar inandırıcı olurdu o da ayrı bir tartışma konusuydu.
Ela kızını görmesini istemediği için istemsizce kapının önüne geçip sorusunu da yanıtsız bırakarak "Tekrar soruyorum. Neden buradasınız?" diye sorunca Vedat Bey de "Olanlar hakkında konuşup seninle ve torunumla küçük bir gezinti yaparız diye düşünmüştüm" dedi. Gezinti mi? Ela'nın kızıyla birlikte kendisine eşlik edeceğini gerçekten düşünmüyordur herhalde. Vedat Bey kusura bakmasın ama onunla değil gezintiye çıkmak Tolga olmadan şuradan şuraya gitmeyi bile kabul edemezdi.
Ela korkuya kapılıp birkaç adım geri çekilince kapıya çarpmış ve çıkan ses ne yazık ki Rüya'nın ağlamasına neden olmuştu. Vedat Bey'i kovamayacağına göre de yapılabilecek pek bir şey yoktu. Ela kızının sesini duyar duymaz mecburen kapıyı açıp içeriye girmiş Vedat Bey'de salonun kapısına doğru yaklaşıp onları izlemeye başlamıştı. Torununun uzak çekim fotoğrafları eline ulaşmış olsa da onu bu kadar yakından görmek bambaşka bir şeydi. O çatık kaşlı sert görünümlü adam bile küçük kızın tatlılığı karşısında ifadesini yumuşatmıştı.
Ela telaşlı bir halde kızını kucağına alıp sakinleştirmeye çalışırken Vedat Bey biraz yaklaşıp Rüya'ya sevgiyle bakarak "Tolga'ya ne kadar çok benziyor" dedi. Ela o kadar gergindi ki eli ayağı tutmuyor gibiydi. Sakinleşmek adına kızının saçlarını okşasa da bunda pek başarılı olamamıştı ve Vedat Bey'in yaptığı bu benzetmenin ardından sert bir bakışla da ona doğru bakarak "Kızlar babalarına benzer Vedat Bey! Aynı benim de babama yani Orhan Yılmaz'a benzediğim gibi" dedi. Babasını hatırlatma ve geçmişi Vedat Bey'in yüzüne vurma konusunda hiçbir fırsatı kaçırmak istemediği açıktı.
Bu sert bakış sonrası Vedat Bey salona girmiş Ela'da Rüya'yı daha sıkı tutmuştu. Ona hiç güvenmiyordu ve ne yapacağını da buraya neden gelmiş olabileceğini de kestiremiyordu. Ela bir yandan Rüya'yı hafif hafif sallayıp bir yandan da gözleriyle tekli koltuğa geçip oturan Vedat Bey'i takip ediyordu. Bir an önce ne söyleyecekse söylese de buradan gitse ne iyi olurdu. Vedat Bey'in "Oturmayacak mısın Ela?" demesiyle bu ziyaretin çabucak bitmesini dileyerek kızıyla birlikte en uzaktaki koltuğa geçip oturdu. Ela'nın rahatsız olduğu her halinden belliydi ve bunu da saklama gereği hissetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romance-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...