Salondaki üçlü koltukta bir yandan sandviçini yiyip bir yandan da maillerini kontrol eden Tolga tam ekmeğinden bir lokma alıyordu ki çalan kapı zilinin sesiyle ekmeğini tabağına geri bırakıp ellerini silkeleyerek ayağa kalktı. Gelen belliydi ama yine de beklenmedik bir sürpriz olabilir diye üstünü başını düzeltmeden de edememişti.
"Açıyorum" diye seslenerek koridora çıktıktan sonra kapıyı açmış ve Bora tek kelime etmeden doğruca içeriye girip Tolga'yı da kapının dibinde bırakmıştı. Yine ne oldu kim bilir? Tolga kapıyı kapatıp "Bu kadar zamandır neredeydin?" diye sorduğunda yüzünü gözünü şekilden şekle sokan Bora önce ne desem telaşına kapılsa da sonra bir şekilde söylemesi gerekeceği için arkadaşına yarım ağızla "Ela Hanım ile konuşmaya gittim" dedi. Ne yapmış ne yapmış!
Tolga bu yaptığından hiç hoşlanmamıştı. Neden olmaz demesine rağmen bu konuda başına buyruk hareket ediyordu ki? Kızmıştı ve kızdığını da belli etmekten hiç çekinmeyip "Lütfen bana yanlış duyduğumu söyle Bora!" dediğinde Bora yaptığı şeyin farkında olsa da yine de koltuğa oturarak eline aldığı sandviçin yarısını kendisi için kopardı ve lakayt bir şekilde de "Boş ver şimdi bunları sen ne yaptın?" diye sorup Tolga'nın kızgın bakışlarının hedefi oldu. Boş mu versin? Bunun mümkün olabileceğini düşünüyor muydu gerçekten?
Tolga karşısına geçip "Lafı geçiştirme! Ela Hanım'a bu fikrinden bahsetmeyeceğimiz konusunda anlaşmıştık. Neden beni yok sayarak tek başına hareket ediyorsun?" diyerek gözlerini Bora'nın üzerine dikmişti. Tolga gergin bir halde çıkışınca arkadaşının kızmasını umursamayan Bora'da "Konuştum geldim atla deve değil ya!" dedikten sonra açık olan maildeki resme bakıp üzerine tıklayarak büyüttü. Tolga merakla Ela'nın ona ne söylediğini öğrenmeye çalışırken o anlarda bambaşka bir kafada olan Bora ise resimdeki mankenlere burun büküp "Bu ikisi kesinlikle olmaz" diyerek resimleri kapattı.
"Bu iki mankeni sen önermişsin ama Alihan Bey pek olumlu bakmamış ve daha etkileyici birinin bulunmasını istemiş"
Bora o iki mankeni Ela'yı düşünmeden önce önerdiğini söyleyince Tolga da ona ters ters bakıp "Bir şey söylemiyorsun. Ela Hanım'la neler konuştunuz?" dedi. Bora gözleri ışıldayarak Ela ile aralarında geçen konuşmaları anlatmaya başlamıştı. Ama ne anlatmak? Mevzuyu karmakarışık ettiği yetmiyormuş gibi Tolga'nın da aklını iyice karıştırmıştı.
Tolga arkadaşının anlattıklarını hayretle dinlerken bir anda lafını keserek "Hemen kabul mü etti yani?" deyince Bora da ona yüzünü ekşiterek "Bana bu işlere çok uzak olduğunu dolayısıyla da kendisinden beklenen şeyleri yapamayacağını söyledi" dedi. Tolga bu cevaptan hoşnut olmuş gibi "O halde kabul etmedi" dedikten sonra gönül rahatlığıyla arkasını dönüp giderken sırıtmaya başlayan Bora da "Ben de bu işi kafasında çok büyütmemesini söyledim. Yapacağı tek şeyin kameranın karşısına geçerek poz vermek olduğunu gerisini de ekip arkadaşlarımızın ve senin ustalıkla halledeceğinizi söyledim. O da çekimin ne kadar süreceğini sordu" dedi. Öyle mi demişti gerçekten?
Tolga geri gelip koltuğa oturduktan sonra düşünceli bir halde çenesini ovalamaya başlamıştı. Bunu yaparken de Ela'yı düşünüp kendi kendisine "Kabul ettiğine inanamıyorum" diye söyleniyordu. Tam o anda Bora'nın omzunu silkeleyip "Etmedi ki zaten" dediğini duymuştu. Etmedi mi? Neye inanacağına şaşıran Tolga etti mi etmedi mi karmaşasından fena halde bunalıp "Bora rica ediyorum laf kalabalığı yapmadan direkt sonucu söyle. Ela Hanım teklifini kabul etti mi etmedi mi? Net konuş" deyiverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Roman d'amour-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...