Ela merdivenlerden aşağıya inip arka tarafa geçtiğinde Kenan'ı penceresinin hemen altındaki duvara yaslanmış bir halde buldu. Kenan ise ona doğru bakmasa da geldiğini hissetmiş ve hemen elindeki poşeti göz hizasına kaldırarak "Bir sen bir de ben! Şu dünyada cazibemize kapılmayacak kız tanımıyorum" demişti. Ukala ne olacak!
Kenan yerinden doğrulup torbayı ona doğru sallamaya devam ederken yanına gelen Ela da elindekilere bakarak "Umarım marshmallowlu olanlardan da almışsındır?" dedi. Almaz mıydı hiç? Papayalı bile almış sonuçta değil mi? Kenan bu söylediğini garipseyip tek kaşını kaldırarak "Lütfen Ela! Sence ben işini şansa bırakacak birine benziyor muyum?" dedikten sonra poşeti alması için Ela'ya uzattı.
İkisi de oturup bir süre sessiz kaldıktan sonra Ela'nın yan gözle kendisine baktığını fark eden Kenan ona dönüp muzur bir ifade ile "Oo! Hemen ikinci aşamaya mı geçiyoruz?" diyerek dudaklarını oynatıp gülmeye başladı. Ela da gülümsüyordu ama ona bakarken aklından geçenler gülmesine değil üzülmesine neden olacak şeylerdi.
"Senin de dışa vurma şeklin bu değil mi?"
"Dışa vurmak derken... Ne anlamda?"
"Bugün babanla konuşmaya gittiğimde masasının üzerinde ailenize ait olan fotoğraflar gördüm"
"Hmm... Şu ağabeyimin mezuniyet şöleninde çekilen fotoğrafın gölgesinde kalan eski resimden bahsediyorsun"
Kenan'ın bunları söyleyiş şekli bile Ela'ya birçok şey anlatıyordu. Poşetteki şekerleri incelerken bir yandan da merakına yenilip tereddütlü bir ses tonuyla "Zor bir çocukluk muydu?" diye sormadan edememişti. Kenan kendisine böyle bir şey söylemesini beklemiyor olacak ki gözle görülür şekilde afallamıştı. Zor bir çocukluktu hem de çok zor. Bu gerçeği dile getirmek için doğru kelimeyi bulmakta dahi zorlanmıştı. Elini poşetten çekip yavaşça Ela'ya doğru döndü. Düşünürken gözlerinde hüzün belirmişti. Bu hüzün geçmişte yaşadığı zorlu deneyimleri yansıtıyordu.
Dile gelmeden önce bir an duraksadı ve derin bir nefes aldı. Bir yandan tuhaf bir şekilde içindekileri Ela ile paylaşmak istiyor bir yandan da kendi kendisine "Sen Kenan Gürsoy'sun kimseye karşı güçsüz görünemezsin" diyordu. Zayıflıklarını alenen ortaya koymak hiçbir zaman ona göre olmamıştı zaten.
Bu kısacık süre içinde Ela'nın kendisine bakmayı sürdürdüğünü görünce hemen olayı başka yöne kaydırıp yan tarafı işaret ederek "Şuraya uzanayım mı? Sanırım çocukluğuma inmeye karar verdin" dedi. Demekle de kalmayıp ayaklanmak için bir hamle yaptı ama Ela bunu yapacağını anlar anlamaz kolunu tutup onu durdurdu ve son derece güvenilir bir ifade ile "Sadece seni en doğru şekilde tanımaya çalışıyorum. Bunu yapmama izin verirsen çok daha farklı bir Kenan ile karşılaşacakmışım ve o halini daha çok sevecekmişim gibi geliyor" dedi. Kenan ilk defa kendisine bu denli içten yaklaşan biri ile karşı karşıya geliyordu. O an Ela Kenan'a hayatında olan diğer kişilerden çok daha yakın ve gerçek gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romance-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...