27. Bölüm : Arkadaş lazım mı beyim?

1.3K 142 13
                                    

Elçin ile konuştuktan sonra apar topar evinden çıkan Bora aracına geçtiği gibi yola koyulmuştu. Tolga'nın yalnız kalmak için Yağmur'un ölümünden sonra ayak bile basamadığı evlerine gitmiş olabileceğini düşünüyordu çünkü orada olduğu kimsenin kolay kolay aklına gelmezdi. Bora'nın bunu tahmin edişi elbette ki Tolga ile çok yakın oluşlarından ve birbirlerine her konuda açık olmalarından ileri geliyordu.


Bora evin önüne gelip bakışlarıyla etrafı kolaçan ederek aracını park edip inmiş ve ağır adımlarla bahçeye doğru yürümeye başlamıştı. Evin çevresinde yaşam belirtisi olmayışı ister istemez yanılmış olabileceğini de düşündürmüyor değildi. Belki de onun düşündüğünün aksine Tolga buraya hiç gelmemişti. Bunu öğrenmenin de tek bir yolu vardı o da kontrol etmekti.


Kapının önüne geldikten sonra tokmağı birkaç kez vurdu ve içeriden gelebilecek en ufak sese bile odaklanmaya çalıştı. Ancak kapı açılmadığı gibi herhangi bir seste yoktu. O anla birlikte Tolga'nın başka nerede olabileceğiyle alakalı beyin fırtınalarına başlamıştı. Acaba bir otele mi yerleşmişti? Hiç de sevmezdi ki otelde kalmayı. Bora düşüne düşüne arka tarafa doğru gidip pencere camlarından içeriye doğru bakarken aniden elinde çapayla yaklaşan birinin "Kim var orada?" diye seslenmesiyle irkilip arkasını döndü. Neyse ki gelen tanıdık bir yüzdü.


"Mehmet Efendi..."

"Bora beyim ne işin var hırsız gibi pencere diplerinde?"

"Tolga'ya bakmaya geldim ama kapı sesini duymuyor"

"Beyim burada değil ki hanımımdan sonra bir gitti daha da gelmedi"

"Emin misin gelmediğine?"

"Ne demek emin misin? Kalbimi kırıyorsun Bora beyim yalan borcum mu var benim sana?"


Bora doğruyu söylediğine inanmamıştı çünkü Mehmet Efendi'nin ne sıkı ağızlı olduğunu çok iyi biliyordu. Tolga ona burada olduğumu kimseye söyleme dediyse feriştahı gelse ağzını açmazdı. Bora kuşkulu bakışlarla "Yok tabii. Tamam o zaman ben gideyim ama olur da gelirse bana haber edersin. Senin bir ihtiyacın var mı?" dediğinde Mehmet Efendi'de bir an önce gitsin diye onu hızlı hızlı bahçe kapısına doğru yönlendirip "İhtiyaç falan çok şükür sağlığınıza duacıyım. Hadi sana güle güle daha kum karacağım çiçekleri gübreleyeceğim çok işim var. Hadi selametle!" deyiverdi.


Bora bahçe kapısından çıkıp eve bir kez daha uzaktan baktıktan sonra aracına binerek oradan uzaklaştı ama gideceği yoktu çünkü Mehmet Efendi'nin aceleci tavrı Tolga'nın burada olabileceği konusunda şüphelerini arttırmıştı. O da bir yandan bildiği tanıdığı otelleri arayıp bir yandan da kendisini fark ettirmeden uzak bir köşeden eve bakarak beklemeye başladı. Eğer Tolga gerçekten de oradaysa elbet o kapı açılacaktı.

 Eğer Tolga gerçekten de oradaysa elbet o kapı açılacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin