Tolga'nın bozulmuş bir halde oradan gidişini izleyen Ela kendisini çok kötü hissetmişti. Bunu bu şekilde duymaması gerektiği gibi bu kimlikteki baba hanesinde Buğra'nın adının da yazmaması gerekiyordu. Ona verdiği sözlerin üstüne Buğra'nın bu yaptığı şey hiç de uygun olmamıştı. Ela buruk bakışlar ile Tolga'nın şu an neler hissedebileceğini düşünürken hemşirenin içeriye girmesi ile bütün dikkati kızına kaymıştı. Buğra yüzü gülerek "Prenses mi geldi?" deyip yanına doğru yürüdüğü Rüya'ya bakarken Mine de Ela'ya yanaşıp sessizce iyi olup olmadığını sordu.
"Duydu Mine"
"Kim?"
"Tolga kapının önündeydi ve kimlikte yazılanları duydu"
"Ela siz Buğra ile resmen evlisiniz başka türlüsü olamazdı ki"
"Biliyorum ama Tolga'nın buna şahit olmasını istemezdim. Baba hanesinde Buğra'nın adını duymak onu kırdı"
"Tamam bak biraz zor olacak ama bunu bir şekilde düzelteceksiniz. Bir gün o kimlikte Tolga'nın adı yazacak ama şu an bu imkânsız biliyorsun"
"Buğra ile bu konuyu hemen konuşmam lazım"
"Hemşire geliyor Ela"
Ela toparlanarak önüne dönerken hemşire de Rüya'yı alıp annesinin kollarına vermişti. Buğra bebeği emzireceğini anlayıp odadan çıkmak için kapıya doğru yürürken Ela onun gittiğini görüp hemen durdurarak "Buğra bir yere kaybolma tamam mı?" dedi. Bunu neden söylediğini az çok tahmin eden Buğra başını hafifçe sallayıp biraz da imalı bir şekilde "Merak etme hiçbir yere gitmiyorum. Artık hep yanınızdayım" diyerek dışarıya çıktı. Ela onda bir haller olduğunu hissetmişti. Bakışlarını kızına çevirip onunla ilgilenirken aklından da bir süre şey geçiriyordu. Tolga'ya gerçeği anlattığından ve artık Rüya'nın babasının kendisi olduğunu bildiğinden bahsedince bunu nasıl karşılayacaktı acaba? Ya yine Tolga ile karşı karşıya gelip birbirlerine zarar vermeye kalkarlarsa? Aman Allah'ım bunu düşünmek bile boğuluyormuş gibi hissettiriyordu.
Ela gibi Buğra'da çok gergindi. Ortada her ne varsa bir an önce kendi lehine döndürmesi gerektiğini düşünüyordu ki bu dönen şeyi de az çok anlamıştı. Bu sebeple iyice yolun sonuna geldiğini hisseden Buğra ne Ela'yı ne de Rüya'yı kaybetme riskini almak istemiyordu. Tabii bundan sonra Ela'ya karşı kaçak dövüşemeyeceğini de anlamıştı. Belki de ona aşık olduğunu söylemesi kendisine karşı neden böyle ısrarcı davrandığını da açıklamaya yetecek en doğru hareket olacaktı. Artık kaçışı yoktu ve açıkçası ona hâlâ arkadaşım olarak görüyorum lafları edecek gücü kalmamıştı. Yani bu konuda aralarındaki ipler gerilmiş ve kopma noktasına gelmişti. Bu da kulağa pek hoş gelmiyordu doğrusu.
........::::::::____::::::::........
Hemşire artık bebeği hep annesinin yanında bırakacaklarını söyleyip odadan ayrılmıştı. Bu güzel bir haberdi çünkü Ela istediği her an kızını görebilecek iyi olup olmadığını kontrol edebilecekti. Mine üşüdüğünü söyleyen Ela'ya dolaptan hırka çıkarırken bir yandan da "Buğra'yı çağırayım mı Ela? Şimdi kafasına eser yine kaybolur falan siz en iyisi bir an önce konuşun" dedi. Haklıydı. Sonuçta onun ne yapacağı belli olmuyordu. Bir gidiyordu sonra ara ki bulasın. Kendisine uzattığı hırkayı alan Ela onu giyerken "İyi olur Mine. Şey... Sen de Tolga'yı arar mısın? Buğra'nın geldiğini ve konuştuğumuzu da söyle aklı takılmasın ama benim arattığımı söyleme" dedi. Gülümser gibi olup hemen ifadesini düzelten Mine aynen dediği gibi yapacağını söyleyerek odadan çıkmıştı. Tabii tabii kesin öyle yapardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romance-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...