Ela Tolga'nın yanından ayrıldıktan sonra içi içine sığamaz bir halde eve dönmüş yüzünde oluşan istemsiz gülümseme ile odasına giderken de teyzesiyle burun buruna gelmişti. Onun bu hali Nevin Hanım'ın da dikkatinden kaçacak gibi değildi. Bu yüzden de Ela'ya kuşkulu bakışlarla bakıp yanına yaklaştıktan sonra yanağından şefkatle tutarak "Bu kadar mutlu olmana sebep olan şey ne bir tanem?" diye sordu. Söylese mi acaba?
Ela ilk anda ne diyeceğini şaşırsa da hemen toparlanıp saçlarını sıradan bir şekilde düzelterek "Hiç!" dedi ve teyzesiyle göz göze gelince de kendi haline içten içe gülüp "Sence de bugün hava her zamankinden daha güzel değil mi? Çiçeklerin rengi bile daha canlı sanki" dedi. Aslında havada bir değişik yoktu ama o an Ela'nın eline kırık bir vazo verseler ona bile "Ay ne kadar muntazam kırılmış harika bir şey bu!" diyecek kadar mutluydu ve bu yüzden de her şeyi olduğundan daha güzel görme eğilimi gösteriyordu.
Bu söylediğiyle Nevin Hanım'ın bakışları holdeki pencereye doğru gitmiş sonra da Ela'yı hiç bozmadan "Evet canım öyle gerçekten" deyip onu baştan aşağıya incelemeye başlamıştı. Eyvah! Her ne kadar açık etmeme isteğinde olsa da an itibarıyla teyze radarına yakalanmışa benziyordu.
"Sen bütün gün ofiste miydin Elacığım?"
"Hayır değildim. Buğra yarın ofise gelemeyecekmiş o yüzden bana bugün sen gelme dinlen ben tek hallederim dedi"
"Peki bu kadar zaman sen ne yaptın?"
"Şey... Mine ile kahvaltı edecektik ama o gelemedi. Ben de kahvaltımı onsuz yapıp biraz dolaştım"
"Sen tek başına kahvaltı etmekten hoşlanmazsın ki"
"Mine gelecek diye masayı donatmış bulundum sonra da yazık olmasın derken... Neyse öyle işte!"
Nevin Hanım tam tek başına mı olduğunu soracakken Ela ondan önce davranıp üstünü değiştirmek için izin istedi ve hemen odasına girdi. Nevin Hanım her ne kadar yeğeninin gülen yüzünden hoşnut olsa da bir yandan da içi pek huzurlu gözükmüyordu. Belki de hissetmişti bu masumane gülüşün ileride nelere sebebiyet verebileceğini.
Nevin Hanım içindeki huzursuzlukla kapının önünden ayrılırken odasına giren Ela'da çantasını bırakıp yatağına oturarak başucundaki kitabı eline aldı. Bu kitabın içinde Tolga'nın bisikletine sarıp sarmaladığı çiçeklerden biri vardı. Ela'da o çiçeği ömrü boyunca saklamak için kurutmak istemişti.
Mutlu bir halde çiçeği eline aldığında kalbi de daha farklı atmaya başlamıştı. Aklına sürekli Tolga ile birlikte geçirdikleri anlar geliyordu. Bu da yüzünde tatlı bir gülümseme oluşturmuyor değildi. Kahvaltı sırasındaki halleri ayrı etrafı dolaşırken yaptıkları konuşmalar ayrı dondurmalarını yiyip parkta otururken ki halleri apayrı etkilemişti Ela'yı. Bu durum hoşlanmaktan ileri bir durum gibiydi sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romance-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...