45.Bölüm : O evi yakan...

1.4K 138 11
                                    

Buğra kalacağı otele eşyalarını bırakıp üzerini değiştirdikten sonra kızlarla birlikte yemek yiyecekleri mekana gelmişti. Çok da yakındı zaten otelle aralarında yürüyüş mesafesi vardı. İçeriye girer girmez de Mine onu hemen fark edip yerlerini belli ederek yanlarına gelmesini işaret etti. Bir yandan da Ela'ya "Buğra geliyor. Kısa bir süreliğine Tolga ile barıştığınızı unut tamam mı? Gözünü seveyim bir açık vermeyelim yoksa bir şüphelenirse kazık çakar buraya gönderemeyiz de" dedi. Haklıydı.


Yanlarına gelip sandalyesini çeken Buğra "Ee! Ne yiyoruz?" diye sorarken Ela da onun yanına oturmasıyla dalgın bir halde ona bakmaya başlamıştı. Tabii Buğra bu bakışları hemen fark etmişti. Mutlu bir yüz ifadesiyle ona göz kırpıp "Hayırdır Ela? Bana en son askerden ilk izne geldiğim gün böyle bakmıştın" dedi. Onun Ela ile ilgili her detayı hatırlıyor olması Mine'yi biraz üzmüştü. Ona göre Buğra yakın bir zamanda Ela'nın evlilik haberiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşayacak ve tahminlerinden çok daha fazla üzülecekti.


Buğra'nın sözünden sonra gülümseyen Ela onun kolunu tutup içten bir şekilde "Çok özlemişim be Buğra! Seni şimdi karşımda görünce bunu daha iyi anladım" dedi. Buğra duyduğu heyecanla donup kalmış ve onun bu söylediği ile çok mutlu olmuştu. Ela'nın kolundaki elini tutup "Ben de seni çok özlemişim Ela" dediğinde kollarını önünde kavuşturmuş olan Mine'de "İyi anladık özleştiniz ama yeter! Biz de arkadaşız ama hiç böyle muamele görmedik. Hatta Ela Hanım'ın beni görür görmez "Senin İstanbul'da ne işin var?" demesi hâlâ kulaklarımda çınlıyor. Tabii hâlâ bir özür dilemediğini de ilgili kişilere dip not olarak geçmek isterim" dedi. İçine oturmuş yazık.


Ela ile Buğra şaşkın gözlerle kendilerine yüz çeviren Mine'ye baktıktan sonra aynı anda yerlerinden kalkıp sandalyelerini onun yanına çektiler. Mine tavırlı bir halde gözlerini ikisi arasında gezdirip "Şişşt! Ne yapıyorsunuz?" derken Buğra onun saçını karıştırıp Ela'da sarılarak "Sen kıskandın mı bizi atom karınca?" diye diye kızı sıkıştırmaya başladılar. Mine oflaya puflaya saçını başını düzeltirken "Aman kıskanmıyorum da sizden ilgi de beklemiyorum! İkiniz de insanı severken öldürürsünüz" dedi ve Ela ile Buğra'nın gülüşü eşliğinde kalkarak lavaboya gideceğini söyledi. Mine sallana sallana giderken Buğra da Ela'ya dönüp "Ee! Ela neler yaptınız bakalım?" diye sordu. Neler yaptılar? Bu sorunun cevabı çok sıkıntılıydı aslında.


"Hiç... Gezip duruyoruz işte öyle özel bir şey yok yani"

"Ya sen? Ailevi bir mevzu olduğunu ve o yüzden buraya geldiğini söylemiştin. Sorunu halledebildin mi?"


Ela onun gözünün içine baka baka yalan söyleyecek olmaktan pek hoşlanmamıştı. Bu yüzden de anlık bir sessizliğin ardından "Hallolmak üzere..." diyerek sorusunu geçiştirdi. Onun gerildiğini anlayan Buğra her ne kadar bahsini açmak istemese de dayanamayıp "Peki şu hayatı yalandan ibaret olan adam... Yani adını söylememe gerek yok sanırım. Sonuçta o züppenin kim olduğu belli. Onunla karşılaştınız mı?" diye sordu. Ela belli etmemeye çalışsa da sinirlenmişti. Buğra'nın Tolga'yı kastederken sarf ettiği sözlere çok bozulmuştu ama bir şey diyemeden mecburen söyleyeceklerini yutmuştu.


"Elçin ile Bora'nın düğününde karşılaştık"

"Doğru gazeteler sizinle oldukça ilgilenmişti. Haberde isminin açıklanmaması sadece İzmirli güzel olarak anılmana şaşırmadım değil. Sanırım elleri kolları her konuda olduğu gibi bu konuda da oldukça uzun"

Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin