Ela teyzesiyle konuştuktan sonra annesinin günlüğünü de alarak yukarıdaki odasına çıkmıştı. Elinde defterle bir o yana bir bu yana gidiyor düşüncelere daldıkça da kendisini daha da kötü hissediyordu. Son günlerde olan her şey hayatını tepetaklak etmişti ve bununla başa çıkmakta da bir miktar zorlanıyor gibiydi. Ama bir an önce toparlanmalıydı çünkü artık çok daha güçlü olmak zorundaydı. Yatağına oturup önüne çektiği günlüğe göz gezdirmeye başladığında ne ile karşılaşacağını bilmediği için biraz huzursuzdu. Bu da sayfaları yavaş ve tedirgin bir halde çevirmesine neden oluyordu.
Yazılanlara odaklanmadan sayfalara üstünkörü bakarken önüne çıkan bir yazı o sayfada kalmasına neden olmuştu çünkü orada Nergis Hanım'ın el yazısıyla "Birazdan yapacağım şey için beni affet kızım" yazıyordu. Annesinin kendisine ithafen yazdığı bu söz ne olursa olsun Ela'nın içini sızlatmıştı.
Ela da aynı Tolga gibi bu sözün ne anlama geldiğini anlayamamıştı. Annesinin bu söylediği yangının çıktığı gün ile mi alakalıydı yoksa bambaşka bir şey ile mi ilgiliydi bilemiyordu. Biraz düşününce kafasında farklı seçenekler oluştursa da annesinin onları terk ederek Vedat Gürsoy ile beraber gideceğini sonucuna varmıştı. Bu yüzden affetmesini istediğini düşünmek Ela'yı kızdırmıştı. Nasıl olur da bir anne evini yuvasını çocuğunu böylesine çirkin bir şekilde ortada bırakmayı düşünebilirdi aklı almıyordu.
Sonraki sayfalar boştu o yüzden ilk sayfalara geri döndü. Nergis Hanım yazdıklarından ötürü o dönem yeni bir ev ve çevreye taşınacakları için pek memnun değil gibi gözüküyordu. İçinde endişeler taşıyor ve o an yaşadıkları evden ayrılacağı için mutsuz olduğunu yazıyordu. Okudukları karşısında istemsizce "Keşke İzmir'e hiç gelmemiş olsaydın!" diyen Ela oflayarak diğer sayfalara geçti. Bir iki sayfa atlayıp gözüne enteresan bir detay takılınca da bir önceki sayfaya geri döndü.
Annesi Vedat Bey ile olan ilk karşılaşmalarında hissettiklerini açık yüreklilikle kaleme dökmüştü. Ela kaşlarını çatarak okumaya devam ederken her cümlede sinirleri daha çok bozuluyordu. Hızla okumaya devam ederken Nergis Hanım'ın sayfanın sonuna "Bugün onu yine görür müyüm acaba? Umarım görürüm. Bana şans dile" yazdığını gören Ela elleri ile yüzünü kapatıp alnını ovalamaya başladı. Annesi Vedat Bey'e resmen aşık olmuştu. Hem de ortada daha babası ile ilgili hiçbir detay yoktu. İlk o adamla tanışmış ve belli ki Ela'nın babası sonradan ortaya çıkmıştı. Ela keyifsizce bir sonraki sayfanın başına geldiğinde okuduğu şey yüzünden şaşırmıştı.
Evet ne yazık ki bugün onu gördüm. Keşke görmeseydim. Hatta keşke hiçbir zaman görmeseydim. Onu evinden çıkarken görünce komşu olduğumuzu anlamış ve çok mutlu olmuştum. Bunun tatlı bir tesadüf olması gerekmiyor muydu? Peki neden bu kadar acıydı? Ben onu görmenin mutluluğu ile dikkatini çekmeye çalışırken o arkasından baba diye seslenen küçücük bir oğlan çocuğunu kucaklayıp neşe içinde caddede ilerliyordu. Evli olmasına rağmen nasıl olur da bana bunun aksini hissettirir. Bu ne cüret! Evli bir adama aşık olamam. Küçücük çocuğunu göre göre bunu o aileye yapamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Roman d'amour-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...