Tolga birkaç aylığına kiraladığı araçla sabahın ilk saatlerinde yola koyulmuştu. Saatler sonra da nihayet İzmir'e giriş yapmıştı. Şimdi ise eski evlerine doğru ilerliyordu. Yol boyunca ara sıra sorun çıkaran aracı yüzünden de pek konforlu bir yolculuk geçirmemişti ve bu da zaten gergin olduğu için sinirlerini iyice alt üst etmişti. Halbuki çok çabuk sinirlenen biri de değildi.
Eski evlerine yaklaşırken motordan gelen garip sesleri duyunca buna daha fazla kayıtsız kalamayıp aracı kenara çekerek arabadan inmek zorunda kaldı. Ses iyiden iyiye kulak tırmalar hale gelmişti çünkü. Arabadaki sorunun ne olduğunu anlamaya çalışırken çalan telefonunda arayanın Bora olduğunu görünce zamanlamasının çok iyi olduğunu düşünüp hemen telefonu açarak cevapladı. Bora ona haliyle yolculuğunun nasıl geçtiğini ve İzmir'e varıp varmadığını soruyordu. Aslında şu an Tolga açısından o konuda ne sen sor ne de ben söyleyeyim durumu yaşanıyordu.
Tolga bir yandan çileye dönen yolculuğunun durumunu anlatırken bir yandan da araca binmiş ve çalışmadığını anlayınca da tekrardan inip tekerleğine sertçe vurarak "Onca yol geldim ama iki sokak öteye gidemiyorum. Çıldırmamak işten değil!" deyip Bora'yı da telefonun başında şaşırtmıştı. Tolga ve bağırmak pek yan yana gelebilen şeyler değildi doğrusu. Onun sinirine gülen Bora sorunun ne olduğunu sorup kendisine yardımcı olabileceğini söyleyerek sakinleşmesini sağlamaya çalışıyordu ancak bu şekilde gülerse bu pek mümkün olacağa da benzemiyordu. Adam zaten sinirlenmiş bir de durumla dalga geçer gibi gülmek olmuyordu tabii.
"Bora lütfen gülüp durma sinirim daha çok bozuluyor!"
"Tamam gülmüyorum ve hemen yardıma başlıyorum. Dinle şimdi..."
Tolga telefonunu kulağıyla omzu arasına sıkıştırıp bir yandan da Bora'nın söylediklerini yapmaya çalışıyordu. Ee! Bora'da bulmuş arkadaşını uğraşmadan duramıyordu tabii. Yapması gerekenleri anlatırken ara sıra kendisini kızdırmak için söylediği şeylere bozulan Tolga bir anda yükselip "Bora birbirine kek tarifi veren kadınlar gibi anlatma şunu! Hayır doğru dürüst anlatacaksan anlat gerçekten şaka kaldıracak durumda değilim" diyerek söyleniyordu.
O sırada yoldan bisikletiyle geçen genç bir kız da onun bu çabalarını tebessüm ederek izliyordu. Tolga sinirliyken bile kibar görünüyordu çünkü. Ancak kız yanına yaklaşıp tam bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormuştu ki epey bir dalgın olan Tolga onun sesiyle başını aracın kaputuna çarpıp telefonunu da yere düşürdü. Hay aksi!
Bunun üzerine genç kız bisikletini hemen bir kenara bırakıp yanına gelmiş ve yerden telefonunun parçalarını toparlayan Tolga'ya "Çok affedersiniz! Ben bu kadar korkacağınızı tahmin edemedim" diyerek yardım etmek için eğilmişti. Tolga seri bir şekilde parçaları toparlarken bu dediğiyle başını kaldırıp kızla göz göze gelerek "Korkmak mı? Ben sadece boş bulundum" dedi. Demek boş bulundu. Hadi öyle olsun bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
רומנטיקה-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...