........::::::::__İSTANBUL__::::::::........
Pelin ile beraber odasına giren Kenan ona oturması için eliyle koltuğu işaret ettikten sonra rahat etmesini söyleyip bir an önce dolaplarının içine bakmaya başladı. Pelin ise odanın içinde bir süre dolaşıp etrafı inceledikten sonra Kenan'ı izleyerek koltuk yerine yatağının ucuna oturdu. Kenan'daki değişim onu çok şaşırtmıştı ama aynı zamanda da üzerindeki bu olgun hava ona daha da çekici gelmişti.
Pelin oturduğu yerden onu hayranlıkla seyrederken Kenan da konuşmaya başlaması için "Pelin neredeyse içeride olduğunu unutacağım. Artık şu önemli dediğin konuya giriş yapabilir miyiz?" dedikten sonra dolabın üst gözündeki kutuyu aşağıya indirdi. Kenan kutuyu yatağın üstüne koyarken ona kendisini unutturmayacağını ima etmek isteyen Pelin'de bacak bacak üstüne atmış ayağını Kenan'ın pantolonuna temas edecek şekilde sallayıp gözünün içine de çekici bakışlarla bakmaya başlamıştı. Bunlar normalde Kenan'ı yoldan çıkarmaya yetecek hareketler olduğu için o da bunu bilerek yapıyordu.
Bu belli belirsiz olan dokunuşlar sebebiyle Kenan'ın gözü ara sıra Pelin'e kaysa da kendisini kışkırtmak istediğini anladığı için tüm ilgisini önündeki kutuya vermeye çalışıp dikkatle kağıtların içine bakmaya devam etti. Pelin ise lafa nasıl gireceğini düşünürken gözü kutunun yan tarafında duran fotoğrafa takılmıştı. Şu Kenan'a bakın siz o fotoğrafı hangi ara almıştı acaba?
Pelin merakına yenilip elini kızın resmine uzatırken tam "Değişiminde bu kızın rolü var mı?" diye soracaktı ki Kenan ani bir refleks ile resmi alamadan bileğini tuttu. O Mine'nin fotoğrafıydı ve belli ki ona kimsenin dokunmasını istemiyordu. Pelin bozulsa da yüzüne iliştirdiği masum bir bakışla "Affedersin sadece kim olduğuna bakmak istemiştim" derken Kenan'da resme doğru bakıp onun hayatındaki en önemli kişi olduğunu düşünerek bir şey demeden kutuyu sertçe kapattı. Kutu ortadan kalkarken Kenan'ın yüzündeki ifadeyi inceleyen Pelin'de biraz huzursuz olmuştu. Bir rakibi mi vardı yani? İşte bu gerçekten canını sıkmıştı.
Pelin artık bir an önce konuya girmesi gerektiğini düşünüyordu. Gözlerini Kenan'dan ayırmadan kısık bir ses tonuyla "Senin için hâlâ bir şey ifade eder mi bilmiyorum ama ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim Kenan. Buradan giderken daha doğrusu Belgin Hanım tarafından apar topar gönderilirken seni nasıl seviyorsam şimdi de aynı şekilde sevmeye devam ediyorum" deyiverdi. Kenan bilgisi dahilinde olmayan şeyler duyunca aniden bakışlarını ona çevirmişti. Pelin'in üzgün görünmesi karşısında elindekileri bırakıp yanına giderek "Apar topar gönderildim de ne demek?" diye sordu.
"Neden şaşırdın Kenan? Annen bana söylediklerinde haklıydı. Ben sana layık biri değildim ki. Kimdim ben? Hatır gönül işleri olmadan aracı bulmadan yalvar yakar olmadan bırak defilelerinize çıkmayı kapınızın önünden bile geçemeyecek çömez bir mankendim. Ama sen... Sen güçlü bir ailenin iyi yetiştirilmiş oğlu kızlar için de ulaşılması zor bir hayaldin. Bazen sadece sevmek yetmiyor demek ki. Belgin Hanım'ın beni tehdit olarak görmesi beklenmedik bir şey değildi. Sonuçta aileniz için her yönden yetersiz bir kızdım. Öyleymişim yani... Ama ona kızmıyorum biliyor musun? Bir anne olarak kendine göre doğru olanı yaptı ama bunu maalesef iki seven kalbi birbirinden ayırarak yaptı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Romantizm-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...