-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın-
Ela&Tolga
Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...
Hiç beklemediği bir anda yüzüne yediği yumruğun şaşkınlığını yaşayan Tolga önüne dönünce kendisine "Ela'dan uzak dur!" diye bağıran Buğra'yı görmüştü. Tolga da sinirle onu iterek bu konuda kimseden emir almayacağını söylediğinde Buğra ona bir yumruk daha atıp yakasına yapıştı. O sırada oradan geçen insanlar da durmuş şaşkınlıkla ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Buğra sırtını arabaya yapıştırdığı Tolga'ya öfke dolu gözlerini dikerek "Alacaksın! Bir daha ona hiçbir sebep ile yaklaşmayacaksın! Anlıyor musun?" diye bağırdı.
Tolga'da sinirlenmişti ama insanlar başlarına toplanınca yumruğu sıkılı halde kalmış rezalet çıkmaması adına herhangi bir şey yapamamıştı. O olay çıkmasını istemiyordu ancak Buğra'nın resmen gözü dönmüştü. Sinir içinde Tolga'yı yakasından tutup "Duydun mu dedim?" diyerek sarsarken ortada bu evlilikle ilgili gizli kapaklı şeyler olduğunu düşünen Tolga'da gözlerini onun gözlerine dikerek "Ela ile istediğim zaman istediğim yerde konuşurum ve sen bu konuda ne bana ne de ona karışamazsın!" dedi. Bu sözle iyice barut olan Buğra'nın "Ne demek karışamazsın? Ela benim karım! Uzak dur diyorsam uzak duracaksın!" dedikten sonra tekrar yumruğunu savurması ile Tolga kenara çekilmiş ve kendisi yerine arabaya çarpan Buğra'yı da kolundan yakaladığı gibi yüzüstü bir şekilde araca yapıştırmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Buğra'nın kolunu arkasına doğru kıvırıp aynı anda da omzuyla sırtına bastıran Tolga onun kulağına doğru eğilip "Ela'nın seninle neden evlendiğini ve senin de onu buna nasıl ikna ettiğini bilmiyorum ama ben bunu öğreneceğim. Ben sadece bekliyorum. O an gelecek ve o zaman sen bu kadar cesur olamayacaksın. Ve işte seninle bu konuşmayı asıl o zaman bitireceğiz! Sen de bunu anladın mı?" dedikten sonra onu sertçe itekleyerek serbest bıraktı.
O an zaten kızgın olan Buğra bir de toparlanırken arabanın koltuğunda Ela'nın ultrason fotoğrafını görünce iyice çıldırmıştı. Bir an onu Ela'nın verdiğini düşünmüş ama sonra bunun olabileceğine ihtimal verememişti. Tolga etraftaki insanları sorun olmadığı gerekçesi ile göndermeye çalışırken Buğra arabanın kapısını açıp kağıdı alarak sertçe geri kapattı. Çıkan sesle Tolga'da dönmüş gözü eline gittiğinde ise yüzü düşmüştü. Buğra asla onu Tolga'da bırakıp gitmezdi. Onu kaybetmişti ve geri alma şansı da yoktu. Buğra kağıdı ceketinin iç cebine koyup "Karımdan da çocuğumdan da uzak dur! Aileme yaklaşma yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam!" diyerek üstüne yürüyünce Tolga'da gerilmiş ve aslında bağırarak "Onlar benim ailem!" demek istese de emin olmadığı için bunu yapamayıp "Git buradan Buğra! Geri dönülmeyecek yollara sapmadan çek git!" demek zorunda kalmıştı.
"Sen hayatımıza girdiğin anda o geri dönüşü olmayan yollara çoktan saptık bile Gürsoy!"
Onlar birbirlerine dik dik bakarken Mine'de düşünceli bir halde Ela'nın yanına doğru gidiyordu. Onun için işler hiç de istediği gibi sonlanmamıştı. Keyifsizce telefonunu çıkarıp Ela'yı ararken ileride Buğra ve Tolga'yı yan yana gördü. O ikisinin bir arada ne işi vardı ki? Bir sorun olduğu belliydi çünkü tartışıyor gibilerdi. Hiç düşünmeden hızlı adımlarla yanlarına gitti. Buğra'ya seslenip neler olduğunu sorarken gözü Tolga'nın yüzüne gidince ikisinin kapıştığını anlamıştı.
