Bölüm 8400 küsur kelime içerdiği için okurken bir terslik ya da manasız sahne atlamaları gibi şeyler fark ederseniz sayfayı yenileyin çünkü uzun kelimeli bölümlerde wattpad'de teknik sorunlar yaşanabiliyor. Keyifli okumalar.
........::::::::__ÜÇ AY ÖNCE__::::::::........
Nikah günü ani bir kararla ortadan kaybolan Ela'nın o an için gidebilecek hiçbir yeri yok gibiydi. Orada kalsa ya da İzmir'e dönse Tolga onu hemen bulurdu. Ayrıca şu an etrafında neden niçin diyecek birilerinin olmasını da istemiyordu. Açıklamalar yapmaya yorumlar almaya ve kafasını toplamadan adımlar atmak zorunda kalmaya gücü yok gibi geliyordu. Kimsenin bilmediği bir yere gitmeliydi. Ama nereye gidecekti orası muammaydı.
Takside ne yapması gerektiğini düşünürken taksimetredeki tutarın arttıkça arttığını görünce inmek istediğini söyleyip taksiyi durdurmuş ve araçtan inmişti. Nereye gittiğini bilmeden yola devam ederse çantasında nakit para kalmayacaktı çünkü. Çok garip bir haldeydi. Sokak ortasında üzerindeki gelinlikle öylece kalmıştı. Ağlamaya bir son verip hemen bir şeyler düşünmesi gerekiyordu.
O an aklına Mine gelmişti. Kızı da ne yapacağını bilemez bir halde ortada bırakmış gibi olmuştu. Telefonunu eline aldıktan sonra Mine'yi arayıp aramama arasında gidip gelirken çalan telefon sesiyle birlikte ekranda Buğra'nın adını gördü. Nedense onun aradığını görünce içini bir korku kaplamıştı. Açarsa ses tonundan kötü bir şey olduğunu hemen anlar ve kendisini ne olduğu konusunda sıkıştırmaya başlardı. Ama Ela henüz olanları onunla konuşmak istemiyordu. Buğra'nın Tolga'ya karşı olan tavrı zaten belliydi. Yani öğrendiği anda suçlu o mu değil mi bu olaydaki yeri ne demeden öfkesine yenilmesi kaçınılmaz olurdu. Müdahale edemeyecek durumdayken onu Tolga'nın üstüne salacak bir şey yapamazdı.
"Hijyen yoksunu herif! Al o pislik yuvasına dönmüş mikroplu kafeni de başına çal! Adama bak ya ben diyorum müşteri görür böyle olmaz derleyip toparlayalım o diyor sen karışma kendi işine bak! Asıl sen işine bak! Ben şimdi seni şikayet edeyim de benim yerime yetkililer alsın ifadeni. Bakalım cezayı suratına yapıştırınca da böyle üstten üstten küstahça konuşabilecek misin? Yaktım çıranı oğlum Eylül Acar gibi bir kadına bulaşmayacaktın sen!"
Ela gözleri dolu bir halde ekrandaki isme bakarken kendi kendisine söylenen genç bir kız da onun bu halini fark edip diğer adımını atamadan olduğu yerde kaldı. Ela'ya şöyle bir baktıktan sonra da ağladığını fark etmiş ve bir sorun olup olmadığını öğrenmek için yanına doğru yaklaşmaya başlamıştı. Gelir gelmez de bu halini garipsemişçesine tuhaf tuhaf bakıp "Sokak defilesi mi var?" diye sordu. Bu onun dilinde neden bu halde olduğunu açıklaması için "Senin neyin var?" demek gibi bir şeydi.
"Efendim?"
"Affedersin sokak ortasında gelin görmeye pek alışkın değilimdir de"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Son 1 Bölüm Kaldı)
Roman d'amour-Hesabı görülmemiş bir geçmişle sorunsuz bir gelecek kuramazsın- Ela&Tolga Orhan ve Vedat'ın dostluğu ansızın ortaya çıkan güzeller güzeli Nergis'in varlığıyla zedelenmiş iki arkadaşın yaşananlar karşısında arasının bozulması da ortaya birçok kötü s...