Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋
Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Kitap_gezegeni1
Keyifli okumalar✨
16.Bölüm "Kaçırılma"
Babamın odasından çıktıktan sonra etrafıma baktım, polisler dışında kimse yoktu. Diğerleri nereye gitmişti? Hepsi beş dakika önce buradaydı.
Yavaş adımlarla karakolun bahçesine doğru ilerledim. Dışarıya çıkınca toplu bir şekilde bekleyen Pars, Aras ve timi gördüm. Sanki onlarda benim varlığımı hissetmiş gibi aynı anda bana baktılar. Yüzümde istemsizce bir tebessüm belirdi. Pars hariç hepsi aynı anda gelip bana sarılınca kıkırdadım. Anlaşılan bir özleyen ben değilmişim.
Onlara sarılmaya devam ederken gözüme Pars takıldı, bize bakıyordu. Benim ona baktığımı hissetmiş gibi gözleri benim gözlerimi buldu, dudakları iki yana kıvrıldı, benim zaten yüzümdeki tebessüm eksilmemişti. Onları gördüğümden beri sırıtıyordum.
Sarılma faslı bittikten sonra onlara baktım. Pars'la sarılmamıştım. Ne ben ne de o bir adım atmamıştık, öylece birbirimize bakmıştık. Bunu fark eden Aras ise tabii ki durmamıştı. İşe hemen el atmayı seçmişti.
"Aaa bu ne be? Sanki ilkokulda küsen arkadaşlar gibi uzaktan birbirinize bakıyorsunuz. Sarılında barışın hadi." Ona sadece göz devirmekle yetindim ama Pars sanki bunu bekliyormuş gibi harekete geçti. Birkaç büyük adımda yanıma geldi, kalbimin atışları tekrardan hızlanırken başımı hafif kaldırıp gözlerine baktım. En son bu haverengi gözlerin ateş püskürüyordu ama şimdi öyle değildi. Şevkatle, özlemle bakıyordu.
"Sarılayım mı?" Sorusuyla yutkundum. Niye sorup sana düşmemi sağlıyorsun ki? Kavra belimi, sarıl işte! Allah Allah.
Tabii içimden geçen şey buyken ona tam tersini söyledim. Çocuk gibi omuz silkip başımı başka tarafa çevirdim. "Sarılasın varsa sarıl." Bence güzel bir cevap vermiştim. Hem sinirliyim ben ona, biraz ağır başlı olmam lazım.
Cevabımla Pars'ın güldüğünü duyunca göz ucuyla ona baktım, kollarını kaldırıp ensemden tuttu, başımı göğsüne yasarken bir elinide belime koydu. Başını boynuma koyarken nefesimin kesildiğini hissettim. Bu heyecandan falan değildi. Başım tam onun kalbinin üstündeydi ve şu anda benim kalbimden farksız atan kalbimini net bir şekilde duyabiliyordum. Tıpkı benim kalbim gibi onun kalbi de çok hızlı atıyordu. Onun kalbinin hızlı atmasını anlıyorum, beni seviyor ama benim ki niye hızlanıyor. Yavaşlaması lazım.
Buynuma değen ılık nefesle tüylerim diken diken oldu. Derin bir nefes aldığını duydum. Kokumu içine çekiyordu. Onun gibi derin nefes almamak için kendimi sıktım ama normal nefesimle bile kokusu burnuma dolmaya başlamıştı. İstemsizce gözlerim kapandı, bu kokunun tadını çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON NEFESİME KADAR
ActionAcıyla harmanlanmış yürekler... Yedi asker, yedi farklı acı, yedi farklı hayat ama ortak bir geçmiş... Hepsinin tek bir ortak geçmişi vardı o da çektikleri acılar. Farklı zamanlarda çok farklı Acılar çekselerde hepsi ortak geçmişi olan yedi farklı...