Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋
Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Kitap_gezegeni1
Keyifli okumalar✨
18.Bölüm "Kenan Karadağlı"
Duyduğum küçük tıkırtılarla gözlerimi aralamaya başladım, kısık gözlerle etrafıma bakarken tıkırtının camdan geldiğini anladım. Biri cama taş atıyordu sanırım.
Doğrulup ayağıma terliklerimi geçirdim, yavaş adımlarla cama ilerleyip perdeyi açtım, camı açmadan dışarıya baktım ve gördüm kişilerle kaşlarım çatıldı. Sabahın köründe bunların burada ne işi vardı?
Camı sinirle açıp "Ne işiniz var sizin benim camımın önünde?" diye sordum. Evin bahçesinde Pars, onun kopyası olan uyuz kardeşi ve tim vardı. "Yine arkamdan iş çevirerek beni mi kaçıracaksınız?"
Pars'ın güldüğünü duyunca ona baktım. "Aklımızda öyle planlar tekrardan dolanmıyor değil hani." deyince ayağımdaki terliğin birini çıkarıp ona attım. O daha ne olduğunu anlayamadan terlik kafasına isabet etti.
"Sen anca benim terliğimi kaçırırsın!" diye çıkıştım. Aras'ın karnını tutarak güldüğünü duyunca terliğimin diğer tekini de ona fırlattım. Güldüğü için ona terlik fırlattığımı anlamadığından onun da tam kafasına isabet etmişti.
"Abine gülersen böyle olur işte." dedi Pars kafasını tutarak. Sanırım terlik biraz sert çarpmıştı.
Bakışlarım Aras gibi karnını tutarak gülen time kaydı. "Dua edin başka terliğim yok, yoksa sizin kafanızada atmıştım."
"O zaman gülmemiz de de bir sorun yok." dedi Batuhan.
"Gülün siz gülün, bu kaçırma olayının hesabını henüz soramadım ama en yakın zamanda soracağım." dedim, Pars anında konuştu.
"Aklın hâlâ oradaysa istersen yine kaçırabilirim."
"İstemem." dedim net bir sesle. "Ne işinizin olduğunu söyleyecek misiniz artık?"
"Seni kahvaltıya kaçırmaya geldik yenge, hadi kalk da gidelim." dedi Aras. Bu daha iki gün öncesine kadar abimin aklına giriyorsun diye bana kızmıyor muydu? Şimdi gelmiş yine yenge diyordu.
"Bunun için beni kaçıracak gibi camıma taş atmanıza gerek yoktu. Telefon denen alet çok önce icat edildi."
"Evet telefon denen alet çok önce icat edildi ama benim komutanımda telefonuna bakmıyor." dedi Görkem. "Hayır adamlar o telefona bakılsın, konuşulsun diye icat etti, bakılmasın diye değil." Gözüm komodinin üstündeki telefonuma kaydı, büyük ihtimalle sessizdeydi.
Tam konuşmak için ağzımı açıyordum ki evin kapısının açıldığını duydum, başımı pencereden sarkıtıp kimin dışarıya çıktışını görmeye çalıştım. "Gece düşeceksin şimdi, sarkma camdan!" Pars'ın bana kızmasıyla ona baktım, endişeli gözlerle bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON NEFESİME KADAR
ActionAcıyla harmanlanmış yürekler... Yedi asker, yedi farklı acı, yedi farklı hayat ama ortak bir geçmiş... Hepsinin tek bir ortak geçmişi vardı o da çektikleri acılar. Farklı zamanlarda çok farklı Acılar çekselerde hepsi ortak geçmişi olan yedi farklı...