Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋
Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Kitap_gezegeni1
Keyifli okumalar✨
19.Bölüm "Aralanan Tozlu Perde"
Artık hiçbir şeye geç kalmayacağım...
"Gece..." Duyduğum seslerle gözlerimi ovup doğrulmaya çalıştım.
"Gece uyan!" Aynı sesi tekrar duyunca kısık gözlerle etrafıma bakmaya çalıştım ama etraf çok karanlıktı.
"Gece!" İsmimi söyleyen sesi bir kez daha duydum ve kime ait olduğunu anladım. Bu Pars'ın sesiydi. Bana sesleniyordu ama neden?
"Gece!" Sesinin acı dolu çıktığını fark ettim ve hızla gözlerimi açıp karanlık odaya baktım. Gözlerim biraz karanlığa alışınca burasının odam değil karanlık bir depo olduğunu gördüm. Şaşkınca etrafıma bakarken az ileride yerde yatan Pars gözüme çarptı.
Kanlar içinde yerde yatıyordu! Bu karanlıkta bile o kanı fark edebilmiştim.
"Pars!" dedim, yanına gitmek istedim ama gözlerim karnından akan oluk oluk kanlara kaydı ve yerimde çakılı kaldım.
"Gece yardım et." dedi kısık bir sesle. Acı çekiyordu, kan akıyordu, en önemlisi ben korkudan yerimden bile kımıldayamıyordum!
"Gece yardım et." Tekrardan konuşunca başımı hızla iki yana sallayıp silkelendim. Oturduğum yerden kalkıp koşarak onun yanına gitmeye çalıştım ama önüme bakmadığım için yere kapaklanmam saniylerimi bile almamıştı.
Dizimde hissettim acıyla gözlerimden yaşlar akmaya başladı ama bu acıdan değildi. Evet bir acıdan ağlıyordum ama kendi canımın acısından değil, kalbimin acısından ağlıyordum. Kalbim hiç acımadığı kadar çok acıyordu. Pars'ı kanlar içinde görmek kalbimde inanılmaz bir acıya sebep olmuştu.
"Gece..." Pars'ın kısık sesi tekrardan kulağıma ilişirken ıslak gözlerimle onun olduğu yere baktım. Güçsüz bir şekilde elini bana uzatmıştı, yanına gelmemi bekliyordu. Birden öksürmeye başladı, ağzından kanlar çıkmaya başladı. Kan kusuyordu!
Düştüğüm yerden doğrulup tekrardan yanına koşmaya başladım ama yanına gidene kadar kaç defa düştüğümü bile bilmiyordum. Defalarca düştüm, kalktım ve dizlerim paramparça oldu. Dizlerimde inanılmaz bir acı hissediyordum, kanların bacaklarımdan süzüldüğünü hissediyordum ama benim odaklandığım tek kişi Pars'dı. Onun durmak bilmeksizin akan kanlarıydı.
Yanına gelince dizlerimin üstüne çöküp yüzünü avuçlarımın arasına aldım, bana bakmasını sağladım ama benim gözlerim sürekli karnından süzülen kanları buluyordu. "Pars bana bak." dedim titreyen sesimle. Gözleri çok baygın bakıyordu, sanki dakikalar içinde kendinden geçecek gibiydi ve ben bunun olmasından deli gibi korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON NEFESİME KADAR
ActionAcıyla harmanlanmış yürekler... Yedi asker, yedi farklı acı, yedi farklı hayat ama ortak bir geçmiş... Hepsinin tek bir ortak geçmişi vardı o da çektikleri acılar. Farklı zamanlarda çok farklı Acılar çekselerde hepsi ortak geçmişi olan yedi farklı...