38.Bölüm "Yeni Düşman"

2.4K 203 158
                                    

Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋

Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Kitap_gezegeni1

Keyifli okumalar✨

Keyifli okumalar✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

38.Bölüm "Yeni Düşman"

Düşman uzakta değil...

Karşımızdaki köylü bağırarak buradan gitmemizi söylerken biz ise onlara bir şeyler demeye çalışıyorduk ama onların bizleri duyduğu pek söylenemezdi. Kaç dakikadır kendileri çalıp kendileri oynuyordu ve bizi hiç duymuyorlardı bile. Ya da duymak istemiyorlardı.

Pars daha fazla dayanamayıp uyarı amaçlı havaya ateş açmak için bacağındaki beylik tabancasını almıştı ki o kalabalığın ardından biri bağırarak kalabalığı yardı ve görüş açımıza girdi. Bize sırtını dönüp kalabalığa doğru bakarak bağırdı. "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?" Kaşlarım çatıldı. İstemsizce karşımdaki adamı süzdüm. Adam dedim ama bu çocuktu. En fazla on sekiz veya on dokuz yaşlarında falandı. "Karşınızdaki kişiler asker! Türk askeri! Sizin diklenmeniz gereken onlar değil." Deyip bize döndü ve arkamızdaki teröristler tarafından katledilen insanları gösterdi. "Onlara bunu yapanlara diklenmelisiniz ve bunu askerler yapmadı!"

Elimi dudağımın üstüne götürüp kaşıdım. Burada ondan yaşça büyük ve ondan daha mantıklı düşünebilmek kadın ve erkekler vardı ama o yaşına rağmen baya mantıklı düşünüp hareket ediyordu. Kimdi acaba bu çocuk?

Az önce havaya bir el ateş eden adam öne çıkarak "Görmüyor musun Kıraç?" dedi. "Duvara yazdılar, bize söylediler. Onlar yüzünden beş kişi öldü."

"Ne zamandan beri çakal sürüsüne inanır olduk Hasan abi?" Çocuğun sorusuyla dudaklarımı büzüdüm. Valla iyi cevap vermişti. Tim de benimle aynı fikirde olmalıydı çünkü onların da yüzündeki şaşkınlık ifadesi gözle görülür cinstendi.

Çocuğun karşısındaki kalabalık bir şey diyemezken çocuk da bize döndü. "Kusura bakmayın komutanım. Burada böyle şey hiç olmadı. Köylünün de kusuruna bakmayın. Ne yapacaklarını şaşırdılar." dedi mahçup bir şekilde.

"Sorun değil." dedi Pars. "Böyle olmasını biz de istemezdik ama onları bulup beş kişinin intikamını alacağımızdan emin olabilirsiniz." Çocuk gülümseyip başını salladı. "Defin işlemi ne zaman olacak? Bizde katılmak isteriz." Pars'ın sorusuyla çocuk bir anlığına arkasındaki köylüye baktı ve tekrardan bize döndü.

"Biz hallederiz. Siz gidin." Pars ısrar etmek istedi ama çocuğun arkasındaki köylüyü görünce vazgeçti. Hazır sakinleşmişlerken bir kez daha sinirlendirmek istemedi sanırım.

Burada daha fazla oyalanmayıp zırhlı araca doğru yola çıktık. Köylünün yanından geçip giderken içimdeki dürtüyle omzumun üstünden arkama baktım. Gördüğüm şeyle bir anlığına kaşlarım çatıldı. Az önceki gülümseyen ve mantıklı bir şekilde konuşan çocuk şimdi kaşlarını çatmış, gözlerindeki kinle bize bakıyordu. Buna bir anlam veremezken benim ona baktığımı görünce hemen yüzündeki o ifadeyi sildi ve az önceki gibi iyimser ve gülümseyen yüzüyle bakmaya başladı.

SON NEFESİME KADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin