36.BÖLÜM "Sarı Lale"

2.9K 245 43
                                    

Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋

Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Kitap_gezegeni1

Keyifli okumalar✨

Keyifli okumalar✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

36.Bölüm "Sarı Lale"

Şaşkınlık... Şu anda herkesin yüzünde gördüğüm şey şaşkınlıktan başka bir şey değildi.

polis siren seslerinden sonra içeriye polisler, istihbarattan Kaan ve Kaan'ın ekibi girmişti. Polisler Fehmi'ye kelepçe takarken ben rahatça koltukta oturmuş bu manzarayı izliyordum. Her şey tam da planladığımız gibi gidiyordu ve bu benim oldukça hoşuma gidiyordu. Tabii bir de bizimkilerin şaşkın bakışları vardı. Onlar da görmeye değerdi.

Fehmi'ye kelepçe takıldıktan sonra polisler onu evden çıkardı. Fehmi çıktıktan sonra bizimkiler kurbanlık koyun gibi kendilerine de kelepçe takılmasını beklediler ama polisler tabiri caizse onları siklemedi bile. Bu duruma bir anlam veremezlerken bana doğru gelen kişiyi görmemle ayaklandım ve yanına gittim. Tam karşısında durup elimi uzattım.

"Sizinle çalışmak güzeldi Kaan Bey. İyi iş çıkardık."

Uzattığım elimi tutup sıktı ve "Sizinle çalışmakta güzeldi Gece Hanım." dedi. "Bundan sonrası bizde, içeriden artık çıkması imkansız."

Başımı hafif bir şekilde sallayıp "Bugünkü ikinci güzel haber." dedim. Birincisi panzehiri bulmamız ikincisi ise Fehmi'nin bir daha dört duvar arasından çıkmayacak olmasıydı. Umarım o dört duvar arasında çürüyüp giderdi. O da geç de olsa hak ettiğini bulmuş olurdu.

Kaan arkamdaki Pars'a göz ucuyla baktı ve "İstediğinize ulaşmanıza da sevindim." Panzehirden bahsettiğini anladım ve gülümsedim. Tam tekrardan konuşacakken araya başka biri girdi.

"N'oluyor burada?" Kaan'la bakışlarımız yanımıza gelen Pars'a kaydı. Diğerleri de Pars'ın peşine takılarak yanıma gelmişti. Hiç biri hâlâ ne olduğunu anlayabilmiş değildi ve dört gözle etrafa bakıp bir şeyler anlamaya çalışıyorlardı.

Kaan bu sefer de elini Pars'a uzattı. "Geçmiş olsun Pars Bey, Kaan ben. Siz beni tanımıyorsunuz ama Gece Hanım ve Aras Bey sayesinde ben sizi tanımış kadar oldum." Birbirlerini daha önce görmüşlerdi ama tanışma fırsatları olmamıştı. En sonki tanışmaları ise birbirlerine bağırmalarıyla olmuştu, çünkü ben Fehmi'yi dövdüğüm için Kaan bana, Pars ise bana bağıran Kaan'a bağırmıştı ve bu da pek tanışma olmamıştı. Hatta Pars o zaman Kaan'a dikkat bile etmemiştir çünkü tek derdi bana bağırdığı için ona kızmaktı.

Pars'ın gözleri kısıldı. "Polis mısın sen?" Sorusuyla gülmemek için kendimi sıktım. Neden şu anda bize kelepçe takılmadığını merak ediyordu. Tabii tahminim de doğru tutmuştu. Pars Kaan'ı tanımamıştı. Tanısaydı o gün onu istihbaratta gördüğünü hatırlar bu soruyu sormazdı herhalde.

SON NEFESİME KADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin