Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋
OY SINIRI 160 YORUM SINIRI 320.
Yorumlar çok olsun diye harfleri kelimeleri tek tek yazmayın veya emojilerle doldurmayın. O yorumlar silinecek, buna devam eden kullanıcılar sessize alınacak!
Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Kitap_gezegeni1
Keyifli okumalar✨
11.Bölüm "Kanlı Operasyon Ve İtiraf"
"Gece her seferinde sorduğum sorulara cevap vereceksiniz." Yine Pars'ın sesini duyunca göz devirdim. "Ayrıca göz devirme bana, cevap ver!" Söylediği şeyle etrafıma baktım. Nasıl bilmişti göz devirdiğimi? Kamera falan mı yerleştirdi? "Boşuna etrafına da bakma, görmüyorum sizi ama nerede nasıl tepki vereceğini, hangi cümlede nasıl davranacağını iyi biliyorum." Derin bir nefes aldım, bir an peşimize takıldı diye şüphe etmedim desem yalan olur.
"Anladım komutanım, başka bir isteğiniz var mı?" Sordum. Operasyona çıktığımızdan beri hiç susmadan ne yapmamız gerektiğini anlatıp duruyordu. "Operasyonda mıyız teftişte miyiz belli değil arkadaş." Ağzımın içinde söylendim.
"Söylenme bana!" Sinirli bir şekilde uyardı beni. "Her şeyde beni bilgilendireceksiniz, sıktığınız bir kurşundan bile haberim olacak." Yukarıya bakıp sabır diledim. Valla delireceğim ya!
"Albayım, Allah'ınızı seviyorsanız harekat merkezinden alın şu adamı. Yemin ediyorum biraz daha konuşursa sıkacağım şuracıkta kafama, o da kurtulur ben de." Benim söylenmemle diğerleri gülerken ben ağzımın içinde söylenmeye devam ediyordum. Albaydan önce Pars cevap verince bir kez daha göz devirdim.
"Canımı sıkma Gece! Dediklerimi yapmazsanız yanınıza gelirim." Yapar mı? Yapar valla, onu orada zor bırakmıştık zaten. Geleceğim diye tutturup durmuştu.
Evden çıktıktan sonra bizimle birlikte karargaha gelmişti ve Serhat albaya göreve katılmak istediğini söylemişti. Albay ise kesin bir dille hayır deyince ısrar etti ama albayın fikri değişmedi. Tabii Pars'ın inadı da eksilmediği için gideceğim diye tutturdu. Albay da son çare olarak harekat merkazinden sürekli bizimle konuşup iletişim halinde olabilirsin diye bir fikir atmıştı ve son durum tam olarak buydu. Helikoptere bindiğimizden beri kulaklıktan ne yapmamız gerektiğini söyleyip duruyordu. Hatta aynı şeyleri defalarca tekrarlamaya bile başlamıştı. Valla patlamama az kalmıştı.
"Allah'ım şu kullarını bir gör de şu telsiz bağlantısını kes, valla kendimi şu dağlardan aşağıya yuvarlamamak için zor tutuyorum." Dua ederek önden ilerlemeye devam ettim.
"Gece komutanım isyanlarda olduğuna göre bu sinirini bu itlerden çıkaracak demek." dedi Anıl.
"Valla ben sinirimi direkt bunun sorumlusundan çıkarmak istiyorum ama durum ve şu andaki şartlar buna pek elverişli değil Anıl." dedim. "Neyse ben bunları hep kenara yazıyorum zaten, bana yapılan şeyleri unutmam ve fazlasıyla o kişinin burnundan getiririm." Şu anda kulaklıktan hem albay hem Pars hem de bilgisayarın başındaki asker bizi dinliyordu ve ben açık açık Pars'ı tehdit ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON NEFESİME KADAR
AcciónAcıyla harmanlanmış yürekler... Yedi asker, yedi farklı acı, yedi farklı hayat ama ortak bir geçmiş... Hepsinin tek bir ortak geçmişi vardı o da çektikleri acılar. Farklı zamanlarda çok farklı Acılar çekselerde hepsi ortak geçmişi olan yedi farklı...