34.BÖLÜM "Virüs"

3.7K 280 64
                                    

Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayalım🦋

Duyurulardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. Kitap_gezegeni1

Keyifli okumalar✨

Keyifli okumalar✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

34.Bölüm "Virüs"

Yine ve yine hayat bir yerden mutlu ederken diğer yerden üzmeyi başardı...

GECE SAYER

Başıma toplanan onca insanların arasında Pars'ın gelmesini bekliyordum. Uyandığım haberini vermek için çıkmıştı ve bir daha da gelmemişti.

Aras'ı dürtüp "Pars nerede?" diye sordum.

"Küçük bir işi var, onu halledip gelecek." demesiyle kaşlarım çatıldı. Yalan söylüyordu. Hem Pars'ın işi olsa iki saniyeliğine yanıma gelip bunu söylemesi zor olmazdı herhalde.

İçerideki kalabalık yüzünden Aras'ın üstüne gitmedim. Herkes mutluyken Aras'la tartışıp üzmek istemiyordum.

Bir süre sonra hemşire gelip daha fazla kalabalık yapmamaları için herkesin dışarıya çıkmasını söyledi. Herkes sırayla dışarıya çıkarken Aras'ın elinden tutup gitmesine engel oldum. Herkesin çıktığından emin olunca "Abin nerede?" diye sorumu yineledim.

"Söyledim ya, işi..." Devam etmesine izin vermeden sözünü kestim.

"Yalan söylediğini anladım Aras. Boşuna kıvranıp durma."

"Sana yalan borcum yok ki, niye yalan söyleyeyim?"

Kaşlarım çatıldı. "Bana laf kalabağı yapmak yerine Pars'ın nerede olduğunu söyle."

"İşi var kızım, niye uzatıyorsun ki?" Bana kızarak bu işten sıyrılmaya çalışıyordu.

"İyi." dedim uzatmayarak. "Pars geldiğinde söyle yanıma gelsin." deyip başımı başka tarafa çevirdim.

"Trip mi atıyorsun sen bana?" Gülerek sorduğu soruya omuz silktim.

"Ben ameliyattan çıkmışım, sizi unutmamışım ama sen gelmiş bana yalan söylüyorsun."

"Yalan değil ki." dese de umursamadım. Yalan olduğunu biliyordum.

"Birazdan abimi yanına yollayarak ben gönlünü alırım." deyip odadan çıktı.

Yaklaşık bir saate yakın Pars'ı bekledim ama gelmedi. Başımın ağrısı artarken daha fazla uyanık kalmayarak uyumaya karar verdim. Nasıl olsa Pars gelecekti, o zaman hesap sorardım ondan.

Ne kadar süre uyudum bilmiyorum ama yüzümde gezen ellerle uykum bölündü. Gözlerimi hafif aralayıp etrafıma baktım. Hava kararmış olmalıydı çünkü içerisi karanlıktı. Yatağın kenarına oturmuş bana bakan Pars'a baktım. Kaşlarım anında çatıldı. "Neredeydin sen?" Ne zaman geldi bilmiyorum ama bir saat onu beklediğimi biliyordum.

SON NEFESİME KADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin