• Autism / Chapter Seventeen

364 46 29
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

Sakinleşmek için derin nefes alırken Yuma'dan çakrasını gizlemesini istedim. Dizlerimiz ve ellerimizde çakrayı biriktirip tavanda emeklemek için ses çıkaracak her şeyi sıkıca bağladık. Ardından tavanda emeklemeye başladık. Yolumuzu bilememenin verdiği gerginlikle onları takip etmeye başladık. Konuşmadıkları için tüm koridorda ayaklarının sesleri yaknılanıyordu. En ufak bilgi bile işimize yarayabilirdi, en azından ben öyle düşünyordum. Üstelik onlara yakalanmaktansa zayıf anlarında vurmak daha mantıklı gelmişti.

Koridorlarda ilerlerken durdular. Bizde durduk. Bu iş hiç iyiye gitmezken sesi korkunç olan eleman, "Beni burada bekle." dedi ve sağa döndü. Yuma burada kalacağını belli edince bende elemanı takibe aldım. Koridorlarda ilerlerken pekte hoş olmayan bir manzara ile karşılaştım. Kaşlarım havalanmıştı çünkü buluştuğu kişiyi tanıyordum.

"Şu eleman kim Sasuke?" şüpheyle yaklaşmıştım. Tekin durmuyordu. "Kabuto, Ölüm Ormanı'nda bize bayağı yardımı dokunmuştu."

"Sasori-sama." Kabuto şapkasını çıkardığında kaşlarımı çattım. "Kabuto." İkisi gizlice buluşmuşlardı. "Takip edildin mi?" Sasori denen adam Kabuto'yu ajan olarak mı kullanıyordu? Peki kime karşı? "Hayır. İstediğiniz bilgileri de getirdim." Elindeki parşömeni Sasori denen adama verdiğinde gözlüğünü düzeltti. "Orochimaru'dan haber var mı? Yakınlaştın mı onunla?"

Orochimaru mu?

"Henüz değil. Sığınağa yeni bir çocuk getirdi. Onunla ilgilenmemi emretti." Bu Sasuke olmalıydı. Kabuto, Sasuke'nin nerede olduğunu biliyor olmalıydı! "Pekala. Orochimaru'ya yakınlaşmanı istiyorum." Emrini verdiğinde Kabuto memnuniyetle bunu kabul etti. Yuma'yı geride bırakmazdım! Kabuto'yu takip edip Sasuke'ye ulaşma fikri de aklımı çeliyordu. Bende hızla bir Kage Bunshin yaptım. Kabuto'yu takip etmesi için onu orada bıraktım. Burada daha fazla durmamalıydık, yakalamak bizim için ölümden farksızdı. Üstelik Yuma'nın annesini köye getirmemiz gerekiyordu. Koridorda geldiğim yöne yöneldiğimde Yuma ile yolun yarısında karşılaştım.

"Ne yapıyorsun burada?" Yuma tedirgince aşağıyı gösterdi. "Diğer elemanlar gelince gitmem gerektiğini düşündüm. Seninki de dahil bunlara." Fısıldaşmalarımız arasında aşağımızda söylenen adamlara döndüm. "Cidden, Tanrı aşkına, böyle bir yerde mi buluşacağız?!" Adam söylenen arkadaşa sertçe baktı. "Sesini yükseltip durma Hidan, başım ağrıyor." Yutkunduğumda Yuma'ya döndüm. Fazla korkmuşa benziyordu. "Ne zaman çıkacağız buradan?" Etrafı incelerken ilerlemesini söyledim. Geldiğimiz yerden çıkmak daha mantıklı gelmişti. Bu yüzden koridorlarda kendi çakramı yayıp çıkış yerini aramaya başladım. En azından girdiğimiz deliği bulmak daha önemliydi.

"Kisame, adamım! Nasılsın?" Kisame ile o sarışın koridorda yaslanmış konuşuyordu. Ardından sarışın selam verdi. "Yo, Itachi. Seni görmeyeli uzun zaman oldu." Tanrı aşkına, buradan ne zaman çıkacağız?! Yuma bana bakarken gülünce ayağına vurdum. O da daha hızlı emeklemeye başladı.

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin