• Little Tears / Chapter Four

257 27 24
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

"Haydi, Naomi. Eve gidelim." Tekrar onu reddettim, "Hayır!" Yere çöktüm ve elimle mermeri okşadım. Bana çok kızardı gitmediğim için ama... O gitmişti en başta, bu yüzden ona karşı bir kozum vardı en azından. "Sabahtan beri bir şey yemedin, üstelik ağlamaktan gözlerin şişti. Haydi, gel benimle." Yutkundum, "Sen git." Annemin yanına daha da yerleştim. "Beni bırakmadı o."

"Hala mı burada?" Arkada duyduğum tanıdık sese dönmedim bile. Sadece zihnimi rahatsız eden o çığlık ve annemin son nefesini hissediyordum üstümde. Olamazdı, olmamalıydı. Anneler çocuklarını bırakmazdı, bunu kendisi söylemişti. "Ağlama." Omzumu okşayan ele omuz attım, "Ağlamıyorum ben." Saçımı kulağımın arkasına atıp yanıma oturdu, "Benimle gelmek ister misin? Sana balık kızartırım?" Maskesinin altından bana bakan gözleri ike göz göze geldiğimde hissetmediğim soğuk yaşları yüzümden sildi, "Sandaime-sama."

Oji gidince mermerle tekrar göz göze geldik. Uzumaki Kushina. Böyle yazıyordu. Benim annemi böyle bir yere yatırmışlar şimdi ise gitmemi istiyorlardı. Onsuz bir akşam yemeği yiyip karnını okşamadığım bir uykuya hazırlanıp güneşe gözlerimi açmamı. "Hick!" Sırtımı okşayan eliyle başımı başına yasladı, "Hava soğuyacak, hem bak burnun da akmış." Burnumu çıkardığı mendile sildi. Dudaklarımı ağlamamak için tekrar birbirine bastırdım.

"Naomi." Başımı ona çevirdi ve koltuk altlarımdan tutup beni zorla kucağına aldı, "Söz, yarın gene gelirsin. Eve gitmemiz gerek." Beni bırakması için çırpınırken o sadece yürüyordu, "Hayır! İndir beni!" Beni keskin diliyle reddetti, "Hayır dedim." Sesindeki tonla kalakaldım.

"Yondaime-sama!"

"Ona sarılamadım bile." Omzunu sıkıca tuttum ve ileri ittirdim, "İndir beni nii-san, gitmek istemiyorum." Gözümdeki yaşı sildi, "Eğer gidersek sana çok kızarlar bu kadar ağladın diye, eve gitmemiz gerek." Başımı omzuna yasladım ve arkamda bıraktığım taşlara son kez gözlerimle izledim. Benden aldıkları kişilerle buğulanan gözlerimi yumdum ve yanağımda hissettiğim sıcaklıkla burnumu çektim.

Beni kendi evine getirdiğinde kapı eşiğinde beni indirdi ve kapıyı kapattı, tahta zemine indirdi. Ayakkabılarımı çıkarttı. "Gel, üstünü değiştirelim." Onu takip ederken sadece zihnimde sürekli baş ağrısına neden olan o gece kaset çalar gibi takılmış çalıyordu. "Küçüklük üstüm, olur mu emin değilim." Üstüme tuttuğunda dalgınlığımla dediğine sadece mırıldandım. Başımı okşayıp üstü giymeme yardım etti. Biraz büyük bir t-shirt, kolları dirseklerime kadar geliyordu. Altıma ise verdiği eşorfman cidden fazla büyüktü, paçalarını katlayıp gözlerini yumdu, "Yakıştı, hm?" Bir şey diyemedim bile.

"Sarı olan mı, mavi mi?" Bana uzattığı bebek takımındam maviyi seçtim. "İşte benim kızım." Yanağıma kondurduğu öpücüğü elimin tersiyle sildim, "Harika seçim Yondaime-sama."

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin