• Endless Climbing / Chapter Twenty-four

321 32 36
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

Çevrede bir mağara bulup iki çocuğu da oraya taşıdık. Küçük kız çocuğunu gömmek zorunda kaldık. Herkes sessizdi. Yaralarının çoğunu halletmiştik. Yuma ateş yakmak için kuru dal parçaları toplamaya gitmişti, Aiki'yle mağarada onu bekliyorduk. Benden bu mühür için bir açıklama bekliyordu. "Bir görev sonucu bu mühürü elde ettim."

Söze bir yerden başlamak lazımdı.

"Mühür, çakra temelli herşeyi özümsüyor ve kaydediyor. Kaydettiği çakrayı kullanabiliyor." Aşki elindeki taş parçasıyla yeri kazıyordu. "Demek bu yüzden sürekli Yuma'nın tekniğini özümsemek zorunda kaldın..." Onu onayladım. "Medikal ninjutsu çok iyi çakra kontrolü gerektiriyor. Bu yüzden." Aiki beni onayladığında ona döndüm. "Mümkünse kimse bilmesin." Bana gülümsedi. "Takım içinde olan, takım içinde kalır. Merak etme." Bana aşıladığı güvenle rahatladım. Yuma kollarında dolup taşan odunlarla geldiğinde ayaklandım. Aiki ise kamp ateşini hazırlamak için bulduğu taşları dizmeye başladı.

Ben ateş yakmaya uğraşırken Yuma ve Aiki yaralı çocuklara bakıyorlardı. "Ne yapacağız şimdi?" diye sordu Yuma. Dikkatimi vermeden cevapladım. "Bu çocukları arkada bırakamayız. Zaten peşlerinden illa ki birileri gelecek. O zamana kadar buradayız." Aiki, "Köye geri dönsek? Onları bırakırız -" Yuma onu engelledi. "Hayatta olmaz!" Aiki anlamayan gözlerle onu süzerken yutkundum.

Hangisi haklıydı?

"Kage Bunshin'lerimden birini Yuma'nın yanında bırakacağım. Aiki, sen de Yuma ile beraber kalacaksın. Parşömeni teslim edeceğim." İkisi de şaşırmış gözlerle beni reddedecekken onlara döndüm. "Size güveniyorum!" Yutkundum. "Köye haber veremeyiz Aiki, eğer verirsek Tsunade-sama'yı zora sokarız." Aiki beni anlamayınca Yuma söze girdi. "Bazı yöneticiler Tsunade-sama'nın Kage'liğini hala sorgular vaziyette. Üstelik Danzo denen bir adam Tsunade-sama'yı koltuğundan etme çabasında. Bu riski alamayız." Aiki düşünürken Yuma tekrar araya girdi. "Yaralarını iyileştirsek bile böyle giderse durumları ağırlaşacak. Pek bir umut yok, en azından bize bilgi verebilseler..." Onu onayladım. "Fazla hırpalanmışlar, mentallerinin iyi olduğundan bile şüpheliyim." Aiki sonunda bize hak verdiğinde ekledi, "Madem sizinle takımız, benden bir şey saklamanızı istemiyorum!" Kendinden emince konuştuğunda başını okşadım. "Sen merak etme, aramızda hiç bir sır olmayacak!" Aiki gülümsediğinde ayağa kalktım. "Ben şimdiden yola koyulayım." Yuma şaşırdığında Aiki de benimle ayaklandı. "En azından sabahı bekleseydin. Çayırlık alanda pusu yiyebilirsin. Üstelik tek olacaksın.."

Haklıydı.

Fazla risk almak aptallıktı.

Kararan havayla mağarada yüzümüzü aydınlatan sadece ateşimiz vardı. "Pekala." Onları dinleyip oturdum. Yuma çantasından çıkardığı bento kabını açtı. "Yiyin bakalım.." Yemeğimizi yerken bir yandan da ne yapacağımızı konuşuyorduk. "Bu gece ben ayakta kalayım, durumları kritik. Müdahele ederim." Yuma kendinden emin bir şekilde konuşunca Aiki onayladı. "Sen bu gece uyu, sabah nöbeti devrederken gidersin nee-san." Aiki devam edince başımla onayladım. "Pekala..."

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin