• Grow / Chapter Fifty

211 24 60
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

"Koşmayın, Akane, düşeceksin!" Kazumi'nin elindeki bebeğini almak için peşinden paytap adımlarla koşuyordu. Kazumi ise gülüyordu. Elimdeki dikiş kutusunun kapağını kapattım. Başımdaki topuzu düzelttim. Mutfakta haşlanan patatesleri kontrol edip içeri döndüm. Akane ağlamak üzere bebeğini istiyordu. "Nii-san! Ver!" Kazumi'nin elinden bebeği aldım. "Kardeşini ağlatma." Bu sefer onun gözleri dolduğunda çıldırmamak için derin bir nefes aldım. "Bende oynamak istiyorum ma!"

"Tamam, sırayla oynayın?" Kazumi hızlıca kaçtı, Akane elindeki bebeğiyle ayak ucuma oturdu. Derin bir nefesle bende yere çöktüm.

Yaklaşık bir buçuk yıl geçmişti onca şeyin üstünden. Çocuklar büyümüştü. Her zaman hayalini kurduğum sakin hayatı yaşıyordum. Itachi uzaktaydı, Akatsuki sıkıntısı devam ediyordu fakat ayda iki ya da üç defa yanımıza uğruyordu, bu bile yeterdi. Akane'nin doğumundan sonra yaklaşık bir ay sonra işlerine geri dönmüştü.

Benim tarafımdaysa sadece çocuklar vardı. Akane büyümüştü, Kazumi ile arada atışsalarda pek sıradışı bir şey olmamıştı şu ana kadar. Şuan yaşadığımız ev gayet iyiydi. Itachi, her geldiğinde evin eksiğini tamamlamış şekilde geldiği için geçim sıkıntısı düşünmeme gerek kalmıyordu. Bende bu süreç içerisinde paslanan bedenimi tekrardan formuna koymaya çalışıyordum. Beş ay olmuştu.

"Kazumi?" İçeri girdiğimde köşeye çökmüş dizlerini kendine çekmişti. Burnunu çekiyordu. Yanına çöktüm ve başını okşadım, "Özür dilerim. Ama kız kardeşinin ağlamasını ister miydin?" Başını iki yana salladı, "İstersen, sana da bebek yaparım." Bana bakıp kollarını boynuma sarınca onu kucağıma aldım. İçeri geçtik, Akane bizi o halde görünce ı da kucağıma oturdu, "Bebek." Elindeki bebeği ağabeyine uzattı, "Aldı!" Ellerini alkış yaptı, Kazumi bebeği aldığında ve gülümsedi. "Aferim benim kızıma." Başını okşadığımda Kazumi bebeği dizlerine koydu, "Arigato, Akane." Akane gülümseyip ayağa kalktı. Bizden uzaklaşırken dolmuş olan bezi yüzünden kıyafeti sarkmıştı, "Ma, gene altını pisletmiş Akane." Bana güldü, sulu gözlerini sildim, "Pis Akane-chan. Hiç onii-san'ı gibi değil." Bebeği alıp kucağımdan kalktığında Akane yi yakaladım, "Altını değiştirmemiz gerekiyor."

Benden kaçmaya çalışsa da onu yatırdım ve altını soydum. Kazumi ise bizden uzaktaydı, ağabeyine uzandığı yerden bakmaya çalışması sayesinde hızlıca altını temizleyip yeni bezini taktım. Diğer bezi paketledim, "Kazumi!" Kazumi elimdeki bezi aldı ve çöp kutusuna nişan aldı. "İşte, mükemmel bir atış ve!" Kazumi'nin attığı kirli bez çöp kovasına girdiğinde kollarını kaldırdı ve zıpladı, "Uchiha Kazumi! On ikiden hedefi vurdu!"

Her ne kadar acıydı, kendi çocuklarımla kaybolan çocukluğumu yaşamam, değil mi?

Haşlanmış patateslerin suyunu süzdüm. Sıcak olan patateslerin kabuklarını soymak için bir kaba aldığımda Akane eteğimi çekiştirdi, "Ma." Islak ellerimi tezgaha dayadım ve başımı ona çevirdim, "Efendim Akane?" Başı yukarıya bakan, siyah saçları tepesinden iki kuyruk bağlıydı, mavi gözleriyle bana sordu, "Pa nerede?" Başını okşamak için elimi kuruladım, "Pa'nın işleri var, ama gelecek." Bacağıma sarılan kızımı kucağıma alıp sandalyesine oturttum. Yemek yediği sandalyesinde beni izliyordu, "Kazumi!" İçeriden, "Efendim?" geldiğinde, "Bir şey yok!" diye seslendim tekrardan. Sesi geldiğine göre sorun yoktu.

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin