• Other Victims / Chapter Twenty-three

320 35 37
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

"Günaydın!"

Esnerken Aiki'nin gelmesini bekliyorduk. Kapının önünde, sabaha karşı yola çıkmak için sözleşmiştik. Toprak Ülkesi'ne gidiş iki-üç gün sürerdi. Bu yüzden çantalarımız normaline göre daha ağırdı. Aiki, elindeki parşömenle geldi. "Pekala, kim taşıyor?"

Yuma, "Kim daha tecrübeliyse, o." deyip kestirip attı. Kıza durduk yere kıl olmuştu. "Pekala," dedim. "Ben alırım." Aiki, parşömeni bana attığında arka çantama koydum ve onlara döndüm. "Byakugan'ın vardı, değil mi?" Beni onaylayıp devam etti. "Şimdilik üç yüz dört yüz metre arasını görebiliyorum." Bu beni sevindirmişti. "Pekala, ben etrafa çakra yayarken bir tehlike sezersem eğer sana haber veririm. Yuma, medikalimiz sensin, Aiki'nin yanından ayrılma." Bana şaşkınlıkla bakarken ağzını açtı, benim kararlılığımı görünce sustu.

Herkes hazır olunca ormanlık alana doğru yürümeye başladık. Ben önden gidiyordum. İkisini yan yana bıraktım. Birbirlerine ısınmaları gerekiyordu.

"Sasuke ve Naruto'da böyleydi, değil mi?" Kakashi nii balkonuma gelmişti. Korkuluğuma oturmuş ayaklarını sarkıtıyordu. "Yani, daha beterlerdi. Ama konu takım çalışmasına geldiğinde beni şaşırtmışlardı. Alışırlar birbirlerine."

Açıkçası dün gece yaptığımız bu konuşma içimi rahatlamıştı. İkisi arkada sessiz sessiz konuşurken ormana girdik. "Buradan sonra hızlanıyoruz -" Yuma beni durdurdu. "Şunları alın, takviye tabletleri." İkimize de verdiğinde, "Çiğneyebilirsiniz." dedi. Çiğneyip yuttum. Aiki, "Bunun içinde ne var, çok güzel." dediğinde Yuma, "Çilek aromalı. Ama içinde bayağı vitamin var."

Demek tüm gece uğraştığın şey buydu.

"Pekala, gevezelik yapmayı molada düşünün." deyip ayaklarımda çakrayı toplayarak ağaca tırmandım. Kalın bir dala ulaştığımda, "Buradan gidiyoruz!" dedim. Elimdeki pusulayı kuzey-doğu'ya çevirdim ve daldan dala atlamaya başladım. Aiki ve Yuma arkamda zıplarlarken her şey şimdilik yolundaydı.

*
*
*

Bayağıdır yolculuk ediyorduk. Ormanlık alanı arkamızda bıraktığımızda çayırlığa ulaimıştık. Eh, yorucuydu. Altı saat boyunca koşturmak insanı yoruyordu. "Ee, şimdi?" dedi Yuma. İkisine döndüm. "Çayırlıktan sonra da Taş Ülkesi. Burada mola verebiliriz." İkisi de onayladığında çakramı etrafa yaydım. Görünürde kimse yoktu. Aiki, "Kimseyi görmüyorum." dediğinde Byakugan'ını kapattı. İkisinin de başını okşadım. "İyi iş çıkardınız."

Açıklık bir yer bulup kurulduk. Herkes cephanesini kontrol ederken Aiki üç tane bento kutusunu çıkardı. "Acıktıysanız?" dediğinde Yuma ile göz göze geldik. Ondan önce davrandım. "Teşekkür ederiz, acıktık. Onca yolu geldik sonuçta, değil mi Yuma?" Bana ne alaka diyen gözlerle baksa da kutuyu aldı. "Sağol..." Aiki yüzündeki gülümsemesiyle sorun olmadığını söylediğinde bento kutusunu açtım. Üstünde çok tatlı süslemeler vardı. "Aa, bunları sen mi yaptın? Çok tatlılar." Aiki, çöp şişiyle etini ağzına aldığında, "Hayır, Hinata-sama yardım etti. Gerçekten çok iyi yemek yapıyor."

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin