Filler Chapter / 4

218 12 57
                                    

"Oh, ne dedin sen!" Akane kızararak Asahi'yi susturmaya çalışsa da gülümsedim. "Tebrik ederim. Umarım sağlıkla dünyaya gelir." Sarada'da onayladı, "Umarım sana benzer Akane-nee!"

Sasuke-san ise gülümsedi. "Tebrik ederim." Akane teşekkür edip oturduğunda Asahi kıkırdadı. "Şu cadı bile anne oluyor, inanamıyorum." Akane ona göz devirse de yemek masasındaki tuzluğu yemeğime doğru sallarken derin bir nefes verdim.

Aslında uzun zaman geçmesine rağmen asla geçmeyecek bir kederde olduğumu düşünmüştüm ama kardeşlerim bana çok yardımcı olmuştu. Hatta hepimiz beraber yaşıyorduk. Aynı masadan yemek yiyor, aynı çatıda uyuyorduk. Gerçi, Kakashi-san tekrar görev başına geldiğinden beri zaten kimse kimseye kızgın kalamayacak bir yoğunluğa girmiştik bile. Akane ise gerçekten beklemediğim bir şekilde evlenmişti. Gerçi eşi olacak o heriften asla haz etmesem de ailemiz için gerçekten bir umut vermişlerdi ikisi.

Sasuke-san ve Sarada ise hiçbir şey olmamışcasına bşze sımsıkı sarılmış olsa bile Sarada annesinin yokluğunu Akane ile kapatmıştı. Biraz olsa da en azından eve geldiğinde mutlaka Boruto'nun görevde yaptığı aptallıklar hakkında Akane'ye söyleniyor, ardından babası evdeyse onunla beraber sohbet ediyorlardı.

Asahi ise hastanenin başına, Sakura-san'nın kliniğini devralmıştı. Yoğun geçen günler arasında Akane'nin eşiyle beraber görevlere gidiyorlardı.

Ben ise Sai-san'nın sağ kolu olarak Rokudaime-sama'nın zoruyla görevlere dahil ediliyordum. Hayat maraton bir haldeydi yani. Tabii, bunu kimlerin isteyin istemediği konusu tartışılırdı.

"Nii-san."

Akane'ye döndüğümde yüzündeki gülümsemesi içimi ısıttı, "Ketsu göreve gitti, seninle beraber kalabilirim, değil mi?" Başımı sallayıp önüme döndüğümde Asahi önümden tuzu aldı, "Fazla surat asıyorsun, azıcık gülümse. Kırışıklıkların çıkarsa bana ağlama." Kaş altından ona baktığımda hınzır gülümsemesini eksik etmeden Sarada'ya yöneldi, "Daha daha nasılsın Sarada-chan?"

"İyiyim Asahi-nii, sen daha daha nasılsın?"

Akane ikisinin sohbeti ısıtmaya çalışmasına gülümseyerek karşılık verdiğinde ağzıma aldığım pirinç ile gözlerimi yumdum. Fazla depresif bir ruh halim olsa da pek bir şey yapasım yoktu maalesef. Üstelik bütün bu olanlardan sonra, annemin bile kimseyi suçlamaması benim suçlamamı haklı çıkartmayacağı için içimdeki kini içimdeki en derin kuyuya akıttım. Tek amacım Akane, Asahi ve isterse Sarada, Boruto ve Himawari'nin mutluluğu idi. Onlar mutlu olsun, ben olmasam da olur. Onlar güneşin altında gülümsesin, ben gölgelerde somurtsam da olur.

Bunu sorun etmiyordum.

*
*
*

"Üzgün görünüyor."

"Anlayabiliyorum Itachi."

Kazumi'nin sesi kulağımda çınlarken çıktığımız tepede en azından onun mezarımdaki derin iç çekişlerini duymak zoruma gidiyordu. "Omzunu bile sıvazlayanıyorum." Itachi omzumu sıvazlarken derin bir nefes verdim. "O güçlü bir çocuk, Naomi." Itachi bana güven vermek istese de asla içim rahat değildi.

Yalan yok, onunla bir an önce kavuşmak istiyordum, en çok acı çeken oydu. Ona bu acıyı yükleyip ardından hiçbir şey olmamış gibi bir de yüzüne gülümseyen bendim.

"Nee-chan!!"

Naruto'nun sesine doğru döndüm, annemle beraber bana seslendikleri için Itachi'nin koluna girerek tepeden aşağı indik. "Sabahtan beri sizi arıyoruz dattebayo!" Gözlerimi devirdim, bağırmadan konuşmayı öğrenmesi gerekiyordu. "Sorun ne?"

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin