• "Why Are You Crying?" / Chapter Twenty-five

371 34 30
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

Mağaraya döndüğümde beni orada bekliyorlardı. Fakat ikisinin bağıran sesleri mağarayı doldururken duraksadım.

Ne oldu acaba?

İçeri geldiğimde onlar beni farketmemişlerdi bile. Yuma sesini fena derecede yükseltmişti. "Sana söyledim! O gelmeden bir yere gitmeyeceğiz!" Aiki, byakugan'lı gözlerini diktiği Yuma'nın yakasına yapışmıştı, "Gitmemiz gerekiyor! Hokage-sama, bunu bilme -" İçeride varlığımı belirtmek için boğazımı temizledim. İkisi de yaka paça toparlandı, üstlerini düzeltti. "H-hoşgeldin." Aiki yutkunduğunda Yuma ona ters tepki yerine oturdu. Yaralı çocukları saymıyorum bile. Orada değillerdi, büyük ihtimalle ruhları daha rahat edecekleri bir yere yol almıştı bile.

Onların yanına oturduğumda Aiki bana avladıkları tavşanı ikram etti. Pişmiş eti yerken Yuma ise kunai'si ile yeri kazıyordu. Boğazımı temizledim, "Neyi paylaşamıyorsunuz?" Direkt sormuştum ve Aiki ile göz göze geldik. Yuma ise yutkundu, "Şey.. Hoşuna gideceğini pek sanmıyorum." dedi ve bana ela gözlerini dikti. "O herif küçük çocukları düzinelerce sığınaklarda tutup üstlerinde deney yapıyormuş." Aiki derin bir nefesle başını dizlerinin içine gömdü. Ben ise olduğum yerde kalakaldım.

Sasuke?

Yuma, "Ve büyük ihtimalle bunu Sasuke üstünde de uygulayacak. Bedenlerini almak içinmiş." Kunai'sini yere sertçe geçirdiğinde sesini yükseltti. "Kurtaramadım! İkisini de kurtaramadım!" Aiki başını kaldırdı. "Çakraları çok değişmişti. Noktaları tek bir noktada birleşip söndüğünde yapabileceğimiz bir şey kalmamıştı." Yuma sinirle nefes alıp verirken Aiki sözüne devam etti, "Hokage-sama'ya anlatmamız gerek bu durumu -" Yuma reddedecekti ki ben bunu yaptım. "Olmaz Aiki. Bu konu şuan için üçümüzün arasında kalmalı." Aiki ağzını açacaktı ki onu durdurdum. "Aramızda bir sır kalmamalı, eğer bir takımsak şayet, değil mi?" Duraksadığında Yuma, "Sikeyim böyle işi!" diyerek ayağa kalktı. Mağaradan çıktı. Bende Aiki'ye döndüm.

*
*
*

"Bu... Bu gerçekten -" Elini tuttum. Burkukça gülümsedim. "Biliyorum. Doğru değil ama... Elimden gelen bu." Aiki burnunu çekti. "Peki ya sen? Bu öğrenilirse ihanetten yargılanır hatta idamına bile hükmedebilirler!" Onu onayladım. "Evet, bu da bir olasılık. Bu yüzden bazı şeyler aramızda kalmalı. Sana güvenebilirim, değil mi?" Gözleriyle beni onayladı. Perçemlerini düzelttim. "Sevindim, teşekkür ederim." Bana gülümsediğinde Yuma, elindeki odunlarla içeri girdi, "Bu gece de burada kalalım. Yarın sabah döneriz." Aiki hızla sordu, "Sahi, nasıl geçti?"

"Pek bir sıkıntı yaşamadım. Tsuchikage yalnız gelmemi sorgulamadı fakat ne olur ne olmaz bir bahane bulmamız lazım." Yuma beni onayladı. "Huzura senin gittiğini söylesek?" Yuma bu fikri onayladı, "İyi gibi, fakat ya bizim kayıtlarımıza bakarlarsa?" Onu onayladım, "Patlama ihtinalimiz var." Aiki ve Yuma düşünürken gerindim. "Altını aradıklarında düşünsek? Cidden çok yorgunum." İkisi bana gülüp benim için bir yer yatağı açtılar. Yatağa girer girmez göz kapaklarım kapandı.

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin