• Dandelions / Chapter Twenty

380 38 27
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

Yuma ve Yuika-san'a yetiştiğimde küçük bir kontrol faslından sonra verdiğimiz molayla gece çökmüştü. Yuika-san'a hazırladığımız yatakla o çoktan uyumuştu. Bende ateşin önünde elimdeki dal ile toprağı eşeliyordum. Salak salak sırıtmamı görmüş olmalı ki Yuma yanıma yanaştı. "Ee, n'aptınız?" Boğazımı temizleyip ona döndüm. "Hiç, beni kurtardı. Ardından vedalaştık ve sizin yanınıza geldim." Yuma eliyle beni susturdu. "Bak şu gözlere? Yer miyim ben bu numaraları?"

Derin bir nefes verdim. "Adam gayet nazik bir kere, neden ona bağlısın anlayabiliyorum." Yuma devam etti, "Aslında biraz sert göründü gözüme fakat annemi bizzat koruduğunu görünce ikna oldum." Dirseğiyle dürttü beni. "Dinliyorum, anlatabileceğin başka birisi yok sonuçta, değil mi?" Kıkırdadığında gülümsedim.

"Seni seviyorum!"

Onun duran bedenini izlerken bana döndü. Uzaktan da olsa gülümsediğini gördüm. Elini hafifçe kaldırıp salladı ve tekrar kendi yoluna döndü.

"Başka sefere.."

"Bence gayet normal." dedi ve devam etti, "Adamın gelip sana seni seviyorum demesi biraz aşırıya kaçardı. Üstelik sizi izleyen birileri de olabilirdi. Güvenliğini düşünüyor bence." Bende aynı şekilde düşünüyordum. Zaten karşılık beklemediğim bir itiraftı bu, gülümsememi yüzümden silemezken Yuma gerindi. "Sahi, bıraktığın Kage Bunshin'ne ne oldu? Anlatmadın?" Hatırlattığı gelişmeyle gülümsemem bu sefer silinmişti. O da anlamıştı kötü bir şey olduğunu. "Kage Bunshin'imle Kabuto'yu takip ettim. Ama sığınağa girmek çok riskli." Bana geçen deneyimi anlatırken Yuma sırtını yasladı. "Yani, sığınağa girsek bile Sasuke'yi bırak, bizim canlı çıkacağımızın bir garantisi yok. Öyle mi?" Onu onayladığımda onun da yüzüne çöken kara bulutlara doğru büyük bir nefesle konuyu değiştirmeye çalıştım. "Sohbetimiz yarım kalmıştı?"

"Oh, evet." Beni onaylayınca nerede kaldığımı hatırladım. "Aslında köyde manga okuyan bir asosyal olarak başıma gelebilecek en iyi şey gelmişti." Beni merakla dinlerken gözlerimi yumup ağaca sırtımı yasladım.

Elimdeki mangayı okurken duyduğum kadın çığlığı ile başımı kaldırdım. Kadın ağlayarak işaret ettiği çocuğun elindeki şey yüzünden feryat ediyordu." Cüzdanım! Cüzdanım!" diye bağırırken mangamı hızla arkamdaki çantaya attım ve koşmaya başladım. Gerçi o kalabalıkta koşan çocuğu bulmak zor olsa da çatıya çıktığımda çarptığı ve dağıttığı tezgahın sahibi arkasından ona bağırıyordu. Önüne attığım shiruken'le korktuğunda ona yetiştim ve ensesinden onu yakaladım. Uzun kızıl saçlarım arasında yüzü belli olmayınca saçlarımı arkama attım. Yüzündeki kedi maskesini düşüren küçük hırsız eli yüzü pislik içinde esmer bir çocuktu. "B-bırak beni!" Kulağını çekerken elindeki cüzdanı aldım. "Bana bak velet! Az önce en heyecanlı yerde okuduğum yeri senin yüzünden bırakmak zorunda kaldım. Umarım bunu çalmak için iyi bir sebebin vardır!"

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin