• A Sibling / Chapter Two

275 32 66
                                    

~•~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~•~

"Eh, bir bebek mi?"

Babamın mutfaktan elindeki tabağı kurularken çıkmasıyla kanepeden sarktım. Annem bi eli karnında babama gülümserken neler döndüğünü anlamaya çalışıyordum.

"Ben, ben anne olacağım 'tebane!"

Annem gülümserken babam orada öylece dikiliyordu. Ben koltuktan indim. Elimdeki boya kalemlerini koltuğun üstüne bıraktım. Yanlarına adımlandığımda annem babama gülerek sarıldı. İkisini izlerken sonunda beni babam farketmişti, "Naomi, gel." Beni davet ettikleri sıcacık kollarına yavaşça yaklaştım. Babam beni kucağına alıp annem ile arasında sıkıca bana sarılırken kollarım babamın boynuna sarılmıştı.

Beni kucağından indirmedi ve kanepeye beraber oturduk. Babamın kucağında annemi izlerken annem yanağımı okşadı, "Naomi, senin bir kardeşin olacak 'tebane." Annem bana gülümserken babama döndüm, "Kardeş mi?" Babam onayladı ve annemin karnını gösterdi, "Kardeşin okaa-san'ın karnında büyüyecek." Annemin karnına nasıl bir kardeş girebilirdi ki? Anneme döndüm, "Kardeşim oraya nasıl girecek?" Annem şaşırmış ve başka tarafa dönmüştü. Babam ise öksürdü, "Otoo-san, okaa-san'ın canı yanmayacak, değil mi?" Saçlarımı öptü ve bana sarıldı, "Hem de hiç!"

Annemin dizinin dibine oturdum, "Tarağın nerede?" diye sorduğundaysa hızlıca tarağımı uzattım. Annemin saçlarımı tarayıp bağlamasını çok seviyordum. Gözlerimi kapatttım, canımı yakmıyor yavaş ve nazikçe saçlarımı tararken babam mutfakta hazırladığı akşam yemeğini masaya yerleştiriyordu, "Canım, saçlarını nasıl bağlayalım?" Düşünürken örmesini istedim. Saçlarımı örerken babamın karnına hedef aldığım lastiği elimde iyice gerdim. Ardından fırlattım. Babamın karnına geldiğinde hiç bir şey yapmamışım gibi bakışlarımı sandalyenin arkasındaki izlere kilitledim.

Bana nasıl baktığını biliyordum.

"Ve bitti, dattebane!" Annem beni kaldırdı ve elleri arasında yüzümü yakaladı. Her yerimi öperken bileklerini yakaladım, "Okaa-san, çok sulu öpüyorsun!" Annemin elinden kurtulmaya çalışırken babam yanımıza geldi, "Yemek hazır." Annem onu dinlemiyor gibiydi, "Sen fazla güzelsin! Aynı annen gibisin 'tebane. Değil mi Minato?" Babam beni annemden kurtardı, "Okaa-san'ı andırsan da gözlerin aynı ben." İkisinin arasında kalma tartışması arasında pirinç kasemi elime aldım. "Itadakimasu."

Yemeğimizi yerken babamın açtığı konu ile ona döndüm, "Naomi, seninle beraber shiruken çalışalım mı?" Hızlıca reddettim, "Hayır, ben okaa-san'la beraber kalmak istiyorum." Babamın bakışları masaya döndüğünde annem bana seslendi, "Neden Naomi, Otoo-san'la beraber vakit geçirirsiniz hem?" Tekrar reddettim, "O şeyler çok keskin, elimi kesmek istemiyorum. Fırlatmakta üstelik çok saçma, neden daha iyi bir şey yapmıyoruz ki?" Annem, babama baktı. Babam bana tekrar döndü, "İstersen köyü dolaşabiliriz?" Bu hoşuma gitmişti, saçlarımı annem yeni örmüştü. Köyde dolaşma fikri güzeldi, "Olur." dedim ve masadan kalktım.

彼岸花 - Itachi×Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin