Leyla (4)

2K 139 10
                                    

LEYLA (4)

Çatıya kadar çıkmayı başardığında tamamen bitap durumda hissediyordu kendisini. Konuşacak mecali kalmamıştı ama genci ikna etmesi gerekiyordu. Çatının en uç noktasında dikiliyordu Murat.

"Buradayım Murat," diye seslendi Leyla. Kafasında ne demesi gerektiğini hiç düşünmediğini fark etmişti. Genci ikna etmek için ne diyebilirdi ki şu anda? Ayşe'ye âşık olduğunu ve tamamen masum niyetler taşıdığını biliyordu. Kırbaçlanmak bir yana, bu konu yüzünden ceza almasını bile saçmalık olarak görüyordu Leyla. Ama kendisinin öyle görmüş olması yetmiyordu, sonuçta gencin başına böyle bir şey gelmişti. Bunu değiştiremezdi ve Murat bu yaşadıklarını asla unutmayacaktı. Yaşadığı travmayı atlatabilmesinin hiçbir yolu da yoktu.

"Abla... Ben onu gerçekten seviyordum... Ona dokunmadım bile."

"Biliyorum Murat. Suç asla sende değil. Kendinde suç arama bu yüzden."

"Şimdi ne olacak peki? Ayşe'yi bir daha göremeyeceğim. Kimse beni yanında bile istemeyecek, beni bir sapık olarak görecekler bundan sonra. Kendimi bile savunamayacağım. Burada kalamam, ama dışarıda da tek başıma yaşayamam, bunun da farkındayım. İki yol da intihar olur, ya yollarda ölürüm daha acı bir şekilde ya da hemen şimdi burada ölürüm. Hangisi daha iyi onu söyle abla?"

Leyla gözyaşlarına boğuluyordu genç her ağzını açtığında. Onu teselli edecek kelime bulamıyordu. Onu yanına da alamazdı. Buna da karşı çıkarlardı. Hem Ayşe ile aynı çadırda kalıyordu hem de bir erkeğin ailesinden olmayan bir kadınla aynı çadırda yaşıyor olması tepki çekerdi.

"Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Ne ara dünya bu hale geldi?" diye isyan ediyordu artık, Murat da aynı şekilde düşünüyordu ve o kararını vermişti.

"Başka yol yok abla. Sakın kendini üzme. Çünkü senin iyi kalbine muhtaç olacaklar ileride insanlar," dedi Murat ama sözlerine daha fazla devam edemedi. Veda sözcüklerini söylemek düşündüğünden daha zordu.

Leyla cümlenin devamında Murat'ın ne yapmaya yelteneceğini anlamıştı, onun atlamasını durduracak bir çözüm gelmiyordu aklına. Ona doğru koştursa bile geç kalmış olacaktı. Bir şekilde diyeceği tek bir cümleyle onu durdurması gerekiyordu. Ama ağzından çıka çıka sadece şu kelimeler çıktı: "İnsanların sana da ihtiyacı var."

"Bu dediğine inanmamı bekleme abla," dedi Murat ve kendini aşağıya bırakıverdi.

Leyla kıpırdayamamıştı bile. Koşmamıştı, arkasından aşağıya bakamamıştı, orada kalakalmıştı. Bedeninde hiçbir yeri hareket bile ettiremeden öylece duruyordu. Bir esintinin yüzünü vurduğunu az buçuk hissediyordu. Daha sonra bilincini kaybettiğini ve baygınlık geçirdiğini ise gözlerini açıp kendisini çadırında bulana kadar anlamayacaktı.

VaroluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin