Leyla (10)

1.5K 119 8
                                    

LEYLA (10)

Büyük çadırın etrafında insanlar toplanmaya başlamıştı. Hüseyin Hoca'yı orada tutuyorlardı. Askerlerin çoğunluğu çadırın önünde nöbetteydi ama üzerlerine gelmeye başlayan insanları tutmakta zorlanmaya başlamışlardı.

Çadırın önünde Alev insanlara açıklama yapıyordu ama kimsenin onu dinlemeye niyeti yok gibiydi. Hepsi hocanın çadırdan çıktığını görene kadar oradan ayrılmama yemini etmiş gibilerdi. Leyla'yı direkt suçlamamış olsalar da herkes bu işin içinde onun olduğunu tahmin ediyordu. Leyla, Alev'i zor durumda bıraktığını görebiliyordu. Bu yaptıklarının bir çözüm olmadığı aşikârdı.

Kendisi insanların arasından geçti. Alev'in önceden vermiş olduğu izinle büyük çadıra girebilme yetkisi sadece onda vardı. Kimselere bir şey demeden büyük çadıra girdi. Hoca kelepçe bulamadıkları için halatla ayağından koltuğa bağlanmıştı. Başında da iki asker duruyordu.

"Bizi yalnız bırakın," dedi Leyla askerlere. Askerler durumu garip karşılaşmışlardı ve hareketsizce dikilmeyi sürdürdüler.

"Çıkın dedim, hemen!" diye bağırdı Leyla. Büyükelçinin yanında görmüşlerdi onu ve önemli bir konumda bulunduğunu düşünüyorlardı, bu yüzden daha fazla üstelemeden çadırdan çıktılar.

Cebinden makas çıkartarak hocaya yaklaştı. Makası boğazına yaklaştırdı: "Bunu sana iyilik olsun diye yapmayacağım. Bunu aklına iyice kazı."

"Buna gerek yok kızım. Ben sadece insanların..."

"İyiliğini düşünüyormuş. Anladık orasını. Bundan böyle inancını kendine saklayacaksın ve kimsenin ahlak bekçiliğini yapmaya kalkmayacaksın. Anladın mı hoca efendi?"

"Kulaklarım pek işitmiyor artık bugünlerde ama..."

"Gevezeliği bırak ve anladığını söyle."

"Anladım kızım. Ne demek istediğini çok iyi anladım."

Leyla daha fazla uzatmadı ve makasla halatı kesti. Sandığından daha zahmetli çıkmıştı halatı kesmek ama sonunda adamı azat etmeyi başarmıştı.

"Özgürsün artık, ama şunu bil ki gözüm üzerinde. Bu insanları sakinleştir ve işler düzelene kadar da onlara liderleriymiş gibi davran, ama asla gerçek anlamda lider olmaya kalkma. Umarım dediklerim anlaşılıyordur."

"Yeterince anlaşıldı," diye garanti verdi hoca ve ikisi beraber büyük çadırdan çıktılar. Alev şaşırarak Leyla'ya baktı. Leyla: "Her şey yolunda," diye belirtti ona. Ama Alev ne olup bittiğini anlayamamış ve bir kandırmacanın içinde olup olmadığını sorgulamaya başlamıştı.

"Yanlış bir anlaşılma oldu sadece. Yine aranızdayım, Rabbimiz bana sizleri görmeyi bahşettiği müddetçe. Çünkü ne de olsa beni sizlerden ayırma gücü sadece ondadır, başkasında değil."

Leyla, hocanın alaycı sözlerini duymazlıktan gelmişti. Yapılması en doğru olan şeyi yaptığını düşünüyordu. Diğer türlü bu insanların askerlerle arası açılacaktı ve şimdi tam da kurtuluşları yakınken böyle bir şeyin olmasını istemiyordu. Hele buna neden olan kişinin kendisinin olması en son istediği şeydi. O artık sadece kurtulmak istiyordu. Buradan ayrılacağı güne kadar da çadırından çıkmayacaktı. Kararını vermişti.

VaroluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin