Varoluş

Leyla (11)

LEYLA (11)

Alev yeni gelen askerlerle hararetli bir şekilde konuşuyordu. Yeni bir haber almışlardı. Durumu merak eden Leyla av tüfeğini yanına almayı ihmal etmeyip kadının yanına gitti. Artık av zamanının geldiğini düşünüyordu.

"Hayırdır?" diye takıldı Alev, kadının elindeki av tüfeğini görünce.

"Uzun zamandır bir şey avlamadım. Oyalanacak bir şey olur hem," diye yanıt verdi Leyla. Aslında çıkacağı yolculuk öncesi avlanmak istiyordu. Burada daha fazla kalmamaya karar vermişti. Bu insanların arasında ona yer yoktu, kendisini aykırı olarak görüyordu onların içinde.

"Sanırım yeni askerler geldi," dedi Leyla bariz olan bir şeyi belirterek, askerlerle kadının ne konuştuğunu öğrenmek umuduyla.

"Evet, durum ciddi aslında, bir süre avını ertelemek isteyebilirsin," dedi Alev. Gergin yüzünü görünce Leyla da iyice meraklandı. Ne olmuş olabilirdi ki?

"Askerlerimiz biraz ileride yıkık şehrin iç taraflarında çatışmaya başlamışlar. Bir grup o bölgeyi kendilerinin ilan etmiş ve kimseye geçit vermiyorlarmış, askerlerimize de ateş açmışlar."

Leyla bir de burada gördüğü korkunç olayları hatırlattı kendine, o anda farkına varmıştı ki başka yerlerde de insanlar korkunç şeylerle karşılaşmışlardı. Buradakilerden daha korkunç bir şey olamazdı diye düşünmüştü hep, ama hocanın söyledikleri aklına geldi. Ahlaksızlığın yayılmasını engellemek için bu tür sert cezalar verdiğini söyleyerek savunmuştu kendisini.

"Yapabileceğimiz bir şey var mı? Belki birileri gidip oradakilerle konuşsa ikna edebilir," diye önerdi Leyla hemen. Kimsenin ölmesini istemiyordu, oradakilerin de bunu amaçladığını düşünüyordu tüm benliğiyle.

"Oradakiler Mehmetçiklerimizin kanını akıttılar. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Onlar artık düşman ilan edildiler ve oradan geldiği belirlenen herkesin de yakalanmasına karar verildi."

Leyla, intihar etmeye kalkışan Murat'ı vazgeçirmeye çalışırken söyledikleri aklına geldi: "Nasıl bir dünyada yaşıyoruz? Ne ara dünya bu hale geldi?"

"Dünya aslında hep böyleydi, yalnızca şimdi hepimiz bu gerçeğin bizzat içinde yaşıyoruz," diye karşılık verdi Alev. Leyla da kadının söylediklerine hak vermekten başka diyecek bir şey bulamamıştı.