6.Konağa Dönüş

1.7K 118 42
                                    

Nezarethane

Umut'dan;

"Çıkaracağız seni buradan."

"O şerefsiz köpek yaptıklarının cezasını çekecek."

Babam ve Deniz abinin söylediklerine karşı sadece sustum.

"Aklımı kaybedecek gibi oldum duyduğumda. O alçak sana bir zarar vermedi değil mi?"

Sadece kafamı hayır anlamında sallamakla yetindim.

"Ama ben anlamıştım. İlk günden onda birşeyler olduğunu anlamıştım, rahatsız olmuştum."

".............."

"Bak şuan bunları sana hatırlatmak istemiyorum, ben haklıydım falan demek de değil niyetim. Sadece ben bu kadar içimize sızmasına, Mahmut'un araştırmalarının bile sonuç vermemesine, senin burada olmana dayanamıyorum, hazmedemiyorum."

"Bunları eve gittiğimizde konuşuruz. O alçak yaptıklarının cezasını elbette ödeyecek, bu yaptıklarının onun için ağır bir bedeli olacak. Ayrıca sen bu kez karışmayacaksın Deniz, söz ver bana."

"Ama-"

"Deniz, lütfen."

"Tamam. Yaptıklarının bedelini ödesinde nasıl olduğu farketmez benim için."

Babam ve Deniz abi kendi aralarında konuştukları sırada polis memuru elinde anahtarlar ile içeri girip demir parmaklıkların kapısını açtı.

"Çıkıyorsunuz."

Babam ve Deniz abinin yüzünde rahatlamış bir ifade gördüğümde herhalde onlardan önce yanıma gelen Mehmet amcam ve Eray abinin yardımcı olduklarını düşünsem de memur beyin eklemesi ile şaşırdım.

"Eşiniz olayın bir kaza olduğuna dair ifade verdi."

"Açtı mı gözlerini, iyi mi?"

"Benim bir bilgim yok ama, arkadaşlar ifadesini alabildiğine göre iyi demek ki."

Sorduğum sorudan dolayı yüzüme garip bakışlar atan babamların yüzüne bakmamayı ve herhangi birşey söylememelerini tercih ederek memur beyi koridor boyunca hızlıca takip ettim.

Amirin odasına girdiğimizde tekrar alındı ifadem.

"Eşiniz olayın bir kaza olduğunu söylerken siz ise suçunuzu kabul etmişsiniz. İfadeleriniz çakışıyor."

".........."

"Son kez soracağım. Olay nasıl gerçekleşti?"

"Eşimin anlattığı gibi, kaza oldu."

"Odanızda şakalaşırken boy aynası üzerine devrilip kırıldı yani öyle mi?"

"Öyle. Ben sadece korktum- yani o şekilde kanlar içinde görünce ister istemez sebep olduğum için kendimi suçlu hissettim. Eğer ona birşey olsaydı buna ben sebep olmuş olacaktım, bu yüzden benim suçum sayılır birazda."

"Peki, o zaman şuraya bir imza atın. Şimdilik serbestsiniz."

"Şimdilik derken?"

"Prosedürler için tekrar geleceksiniz yani."

Amirin önüme koyduğu kağıtları imzaladıktan sonra odadan çıkıp kapının önünde beni bekleyen babamlar, Mehmet amca ve Eray ile birlikte konağa döndüm.

Konağa vardığımda babaannem ve diğerleri beni üzgün bir halde karşılarlarken hep beraber salona geçtik.

"Ay birde demez mi o kız ben eşiyim diye düşüp bayılacaktım zor tuttu çocuklar."

"Eşiyim derken, nasıl yani"

Diye şaşırdı babam babaannemin söylediklerine.

"Şu Halimenin yeğeni yok mu, Songül onunla evliymiş o rezil köpek."

"Ah Aziz engel olmayacaktın ki ona yapacağımı bilirdim de ben."

"Deniz sakın! Yıllar önce Vedat meselesinde ben senin önünde nasıl durmadıysam sen de karışmayacaksın. Benim de kendime göre yöntemlerim var elbet. Ayrıca Umut zaten üzgün ve yeterince yorgun bu konuyu kapatalım lütfen."

Babamların söylediklerinden sonra Tuncay amcam yanıma gelip elini omuzuma attı gülümseyerek.

"Ooo siz de Umutumu amma çıt kırıldım yaptınız ha. Birşey olmaz benim yeğenime, Tuncay amcası gibi güçlüdür o. Şuan canın yanıyor olabilir, yanacakta ama hepsi geçecek biliyorsun değil mi? Aşk acısı bana sorulur."

Diyerek imakar bir tavırla Mehmet amcama baktığında bu halde bile gülümsemeden edemedim.

Ardından yorgun olduğumu söyleyerek odama geçtim.

Burada kendimi her ne kadar güvende ve iyi hissetsem bile gidici olduğumun farkındaydım. Kendine geldiğinde benim için tekrar dönecekti.

Yıllarca her türlü sorunla, bir sürü sıkıntı ile mücadele etmişti babam ve Deniz abi.

Özellikle babam önce hafızasını kaybetmiş, en yakını bildiklerinin ihanetine uğramış ve kaldırması zor şeyler yaşamıştı.

Üstelik bir tek babamlar değil, herkes çok acılardan, çok sınavlardan geçmişti. Ve herkesin son on senede yakaladığı huzurun, mutluluğun bozulmasına izin veremez, babamın başının belaya girmesine izin veremezdim.

Savaş bu eve benim için geldiğinde her şeyi olduğu gibi anlatırsam babamların ne yapacağını kestiremiyordum. Üstelik o şerefsiz de en az babamlar kadar gözünü karartabildiği için yapacaklarını asla tahmin edemiyordum.

Blöf mü yapmıştı bilmiyorum ama şuan tüm aile uzaktan kumandalı bir bombanın üzerinde oturuyor olabilirdik. Sadece bir ihtimal yüzünden riske atamazdım ailemi, en sevdiklerimi.

Konağın kurtulduğu kötülerden sonra geriye kalan iyilerin, mutluluğu hakeden kimsenin bunu yaşama hakları yoktu. Özellikle kardeşim Derin'in, Mehmet ve Tuncay amcamların çocuklarının kaos ortamında yıpranmalarını, benim gibi hayatının bir bölümlerini üzülerek hatırlamalarını istemiyordum.

Benim her şeyi anlatmam sadece babamın değil, herkesin başının belaya girmesi, iki ailenin birbirine tekrar düşman olması demekti çünkü.

2 gün sonra..

"İntikam intikam diye tutturdun, başımıza gelenleri gördün değil mi?"

"Sakın! Sakın vazgeçtiğimi sanmayasın Abdullah bey. Ben oğlumun kanının yerde kalmasına asla izin vermem."

"Çocuğunda hayatını mahvediyorsun, yapma. Vedat'ın ölümünün bulaştığı pis işler yüzünden olduğunu bilmiyor, üstelik Soykanların bir tuzak kurmadığını ve gerçekten kumarhane işlettiği için hapsi boyladığını hiç bilmiyor. Sence tüm bunları öğrendiğinde, yıllarca onun yanında olduğunu düşündüğü masum sandığı abisinin nasıl bir insan olduğunu bildiğinde koşacak mı hala intikam peşinde?"

"Bana bak! Oturmuş burada senin oğluna acıyışını dinlemeyeceğim tamam mı? Asla sevmedin, asla durmadın evladının ardında hep bir hata, hep bir yanlış olarak gördün tüm yaptıklarını. Kumarbaz mı oldu, senin yüzünden. Kötü işlere mi bulaştı? Yine senin yüzünden. Sen bana bir evlat borçlusun anlıyor musun beni? Ben bu hayatta ki tek oğlumu toprağa verdim! Ve sen şimdi o borcunu emeklerimi hiçe sayarak utanmadan beni aldattığın o kadından doğma oğlun ile ödeyeceksin. Savaş, benim oğlumun intikamını alacak, benim oğlumun hapise girmesine neden olan o soysuzların çocuklarına dar edecek bu hayatı. Benim oğlum öldü, onların ki de yaşarken ölecek bunu da böyle bilesin!"

Umut - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin