42.Yavru

941 84 43
                                    

Umut'tan;

Hayalini kurmaya bile fırsatım olmadan, bazı şeyleri daha kendime bile itiraf etmeden kollarında bulmuştun kendimi.

Güçlü kolları ile belimi sarmalamış, dudaklarımı hızla öpmeye devam ediyordu. Hızına ayak uyduramayacağım bir biçimde..

Alt dudağımı emdiğinde ağzının içine doğru bir inleme çıktı dudaklarımdan. Ardından bu onu daha fazla tahrik etmiş gibi alt dudağımı dişleri arasına geçirip ısırdı.

Muhtemelen izi kalacaktı ama o an her şeyi yapabilirmişiz gibi gelmişti bana. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma doğru indi. Öpüşlerini boynuma kondurduğunda bedenini bana doğru iyice bastırdı..

Elleri belimi, bacaklarımı ve kalçamı okşuyordu sürekli.

Öpüşlerini kondurduğu noktayı emdiğini hissettiğimde kafasını boynumdan yavaş bir şekilde ayırdım.

Oyuncağı elinden alınmış bir bebek gibi yüzüme baktı.

"Bakma öyle, morardığında bunun bir kaza olduğuna kimseyi inandıramam."

"İnandırmak zorunda mısın?" Birşey söylememe izin vermeden tekrar öpmeye başladı boynumu.

"Zaten o çocuğu korkutarak kaçırdın. Boynumda morluk görürlerse bu işte benim bir parmağım olduğunu anlayabilirler. Tabii Bahtiyar bizden önce davranıp, senin ona söylediklerini babaannesine falan anlatmazsa."

"Merak etme, ağzını bile açamaz."

Boynumdan nihayet ayrılabildiğinde beraber yatağımın kenarına oturduk. Bugüne kadar yaşadığım hiçbir öpüşme anı bu kadar tutkulu, aynı zamanda beni neredeyse bayıltacak kadar ihtiraslı olmamıştı.

Bu konuda işini çok iyi biliyordu..
Bunu kıskanmam gerekse bile şuanlık bana yaşattığı şu birkaç muhteşem dakikanın güzelliğine bıraktım kendimi.

"Bakıyorum iyi tehdit etmişsin."

"Yaptık birşeyler yavru."

Dedi yanağımdan bir makas alarak. Ardından baş parmağı ile canına okuduğu alt dudağımı okşayıp küçük bir öpücük bıraktı üzerine.

"Şişmiş sanki biraz."

"Hayvan gibi emdiğin için olabilir mi?"

"Sen bu kadar tatlı olduğun için olabilir mi acaba? Hiçte durmak istemiyordum ama beni ikna etmeyi başardın."

"Durmayıp ne yapacaktın? İlk günden seninle birlikte falan olacağımı düşünmedin herhalde?" Dudakları kıvrıldı yine. Ne zaman beyninden şerefsiz düşünceler geçse bu ifadeyi alıyordu yüzü.

"Ne gülüyorsun?"

"İlk günden derken?" Kahretsin..biz neyiz olayına bağlamıştım resmen.

"Yani öyle iki öpüştük diye seninle birlikte olacağımı sanma demek istedim."

Kafama bir tane vurdu söylediklerimin ardından.

"Ne vuruyorsun be!"

"Hıyarsında ondan."

"Ne hıyarlığımı gördün lan it! Ne öyle gavura vurur gibi vuruyorsun?"

"Ağzına sıçanlara da zamanında böyle sınır koysaydın ya. Onlar gibi şerefsiz olmadığım için mi birlikte olmam diyorsun?"

"Kusura bakmayacaksın artık, travmalarım var benim. Beğenmiyorsan kapının yerini biliyorsun."

Parmaklarım ile oynamaya başladığımda karşıma geçti. Ve diz çöküp ellerimi tuttu.

"Umut! Umut yüzüme bakar mısın?"

".............."

"Seni gerçekten üzüceğimi falan düşünmüyorsun değil mi? Kendimi üzerim, kendi kafamı kırarım senin canını asla yakmam lan bunu bilmiyor musun? Ayrıca ben senden benimle birlikte olmanı da istemedim ki. Sitem ettiğim şey bana mesafe koyman. Tamam travmaların var, bunu anlayabiliyorum ama beni diğerleriyle aynı kefeye koyma lütfen."

"Koymuyorum zaten."

"Çünkü bizim ilişkimiz diğer yaşadıklarına benzemiyor, benzemeyecekte. Bizim aramızda olan şey sadece öpüşmekten ibaret değil çünkü. Tamam bir takım hisslerimize yenilerek birşey yaptık ki benim inanılmaz hoşuma da gitti. Ama sırf bu oldu diye senden sevgilim falan olmanı istemeyeceğim merak etme. Biliyorsun geçen seneler benim için de kolay olmadı. O yüzden ciddi bir ilişkiye hazır değilim..
Eğer dersen ki bu akşam olanları unutalım, unuturuz. Devam edelim ama hiçbir beklentiye girmeyelim dersen yine aynı şekilde devam ederiz."

"Olur." Kaşları çatıldı söylediğim kısacık kelimeye karşı.

"Hangisine olur anlamadım?"

"Benim içinde güzel bir geceydi..
Devam edebiliriz. Dediğin gibi bizim durumumuz farklı, yaşadığımız şeyleri arkadaşlığımızın önüne geçirmemize gerek yok. Ama olanları da görmezden gelemeyiz."

"Peki.."

"............"

"O zaman şu aşık olma konusunu da yanlış anlamışım ben demek." Dedi piç sırıtışı ile. Gayet doğru anlamıştı aslında..
Ona karşı hissettiğim birşeyler vardı ama tam olarak aşk diyemezdik adına. Sanırım hisslerim çok yeni olduğu için hoşlantı olarak adlandırmak daha doğru olurdu.

Kalbime tam anlamıyla girebilecek miydi? Beni üzmeyeceğinden emin olacak mıydım? Bunları zaman gösterecekti. O yüzden şimdilik yaşadığımız şeye hiçbir ad koymadan yaşamak daha mantıklıydı.

"Birlikte olma konusuna gelince. Ben hala kimseyle birlikte olmadım bunu biliyorsun. Eğer olacaksa seninle olabilir bunu ben de isterim. Fakat her şey biranda gelişti ve buna kendimi hazır hissetmem için biraz zamana ihtiyacım var."

Ayağa kalktı, o kalktığında ben de kalktım. Ellerim hala ellerinin arasındayken yanağıma doğru uzanıp dudaklarını bastırdı.

"Sen nasıl istersen öyle olur yavru. Ben artık gideyim mi?"

"Olur. Konak kalabalık biliyorsun biri uyanır falan yakalanmayalım şimdi."

Elini yanağıma uzatıp okşadı birkaç saniye..

"Görüşelim yarın." İç çekerek söylediği şeye gülümseyerek karşılık verdim. Ardından iki adım öne atarak dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Bundan sonra daha sık görüşeceğiz zaten, hiç şüphen olmasın."

Kapıya doğru yöneldi. Çıkışı bildiği için peşinden gitmedim, gidişini kapıdan izledim sadece.

Ha bu arada, gitmeden sımsıkı sarıldım ona.

Umut - Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin